1 Nisan 2019 Pazartesi

OVACIKTA ÇAKAN KIVILCIM.

YEREL SEÇİMLERE DOĞRU OVACIKTA ÇAKAN KIVILCIM.
YERELLEŞME VE ÜRETEN BELEDİYECİLİK
30.03.2019
Herhalde yerel seçimler sonrası, eğer vaatler bir aldatmaca değilse “üreten Belediyecilik ve kooperatifçilik” Türkiye’nin gündemine oturacaktır. Çünkü AKP belediye adayları bile kooperatifçiliği dillerinde düşürmez oldular seçim propagandası boyunca…

Eğer CHP özellikle İstanbul’u kazanırsa ve İmamoğlu’nun seçin vaatlerinde “İstanbul’un kent sınırları çizilecek yerleşimde bu sınırların dışına asla çıkılmayacak ve bu sınırları dışında kalan tarım arazileri koruma altına alınacak ve İstanbul İli kendi sebze, meyve ve tüm ihtiyaçlarını (et süt vb) kendi köyleriden karşılanacak, köylerde deki üretim kooperatiflerini destekleyerek, kooperatifi olmayan köylerde kurulmasına öncülük ederek köylerinden karşılayarak, kendi kendine yen bir İl olacaktır” mealinde sözler etmişti.

Ayrıca Alper’in eğer kazanırsam Beyoğlu'nu halkla birlikte “halk meclisleri ile yöneteceğiz” söylemi yerelleşme ve doğrudan demokrasiye kadar varabilecek katılımcı şeffaf, hesap verebilir bir belediyeciliğin önünü açacaktır.
Ovacıkta çakan kıvılcım, ateş olup İmamoğlu'nun “üretici kooperatiflere dayanan belediyeciliği” ve Alper'in “halk meclisleri” ile yöre halkının doğrudan yönetime katılımı örnekleri ile tüm Türkiyeyi sarabilir. Sağcı partiler bile bu yangından kendisini kurtaramaz.
Nitekim bazı AKP,MHP, SP ve İP adaylarından da bu tür vaatleri duyar olduk, gerçi onlar doğal olarak bunu yozlaştıracak bir şekilde “şirketleşmeleri” de dillendirdiler. Ancak özellikle CHP li Başkan adayları büyük şehirleri kazanır ve kooperatifçilik sözlerinin arkasında dururlarsa Türkiye’de belediyecilikte yeni bir dönem başlayabilir.
Gerçek sosyal demokratların, sosyalistler/komünistlerin ben solcuyum, demokratım diyen herkesin bunların ısrarlı takipçileri ve destekçileri olmalıdırlar.
Birde çok önemli olan bu kooperatiflerin bilgi olarak üniversitelerce desteklenmesidir. Seralar bir rüzgarda yıkılan derme çatma, gecekondu seracılığı olmamalı rüzgarlara dayanıklı imal edilmelidir. TV ler de izliyoruz bir fırtınada darmaduman oluyorlar, şiddetli bir yağmurda da sular altında kalıyorlar bir yıllık emekler boşa gidiyor.
Ayrıca üniversitelerden yerli tohum, toprakların bakımı, ıslahı, uygun ürün seçilmesi, sulama teknikleri gibi konularda destek almalıdırlar.
Önemli olan bir hususta kooperatiflerin uluslararası denetim kuruluşların denetiminde olup siyasi partilerin arpalıkları olmamalıdır.
Bu yönde kararlı bir uygulama köylerdeki yaşam kalitesini arttıracağı gibi kentlerde ucuz ve sağlıklı ürünlere ulaşmayı olanaklı kılar.
Hele bu örneğin Marmara’da Marmara kooperatifler birliği gibi bir üst birlikte de örgütlenirse ve tüketim kooperatifleri de bünyelerine katarlarsa tarımda ve dağıtımda, tüketiciye ulaşımda kooperatifler güçlü üretim ve dağıtım faktörleri haline gelebilirler. 
Bu da yepyeni bir Türkiye demektir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder