BirGün, Yunanistan seçimlerini Atina’da, Türkiye solunun epeydir merakla ve gıptayla baktığı SYRIZA’nın binasında izledi. Buradan pek çok röportaj, haber geçtik. Süreci başarıyla kotardığımızı düşünüyorum. Ancak “Yunanistan’a gittin hani Aleksis röportajı” diyenler de oldu. SYRIZA Başkanı Aleksis Çipras’la da röportaj yaptık. Hem de seçim sonrası dünya basınında ilk kez. (Bu görüşme için iki gün boyunca Atina’da parti binasında yattığımı itiraf etmem gerekir.) Ancak röportajı sona saklamamın bir nedeni vardı çünkü orada işler biraz değişmiş. Ana muhalefet partisi olunca ve sermaye çevrelerinin hedefi haline gelince ağızdan çıkan her sözü 40 kere tartmak zorunda kalıyorlar. O yüzden söyleşi bantlarını çözümledikten sonra Çipras’a tekrar yolladım, önce kendisi okudu, ardından redaksiyonu yaptı, arkadaşları dili tekrar tekrar düzenlendi ve tahmin edebileceğiniz gibi pek çok yeri kısaltıldı ve karşınıza öyle geldi.
Bunu anlayışla karşılıyoruz çünkü ihtiyatın nedenini tahmin etmek güç değil. Seçimden hemen sonra, “SYRIZA ikinci parti oldu şimdi ortalığı yakıp yıkacaklar” gibi spekülasyonlar yaratıldı. Çipras’ın bazı ifadeleri “galeyan çağrısı” gibi yorumlandı basında. Onu tekzip ederken bu kez de “Bak işte sokağa çıkmayacaklarmış bunlar sağcı” gibi “sol” eleştiriler de geldi. Söyledikleri her söz bir şekilde bir propagandanın malzemesi yapıldı. Türkiye’de oturup küçük camialardan ahkam kesmek kolay, sorumluluk almak ise Çipras ve arkadaşlarının yaşadığı gibi zor bir şey olsa gerek. İşte o söyleşi…
-Yüzde 4.4 oy potansiyeline sahip bir radikal sol partinin oylarını bu kadar kısa sürede yüzde 28’lere taşıması büyük başarı. Türkiye solu için de önemli dersler barındırıyor. Bu oy patlamasının nedenleri neler?
SYRIZA’nın seçim başarısının pek çok nedeni var elbette. Birincisi SYRIZA muhalefetinin ana hattını, hem Meclis’te hem de eylemliklerde, troykanın yıkım politikalarına ve Memoranduma karşı kurmasıdır. İkinci neden, PASOK’tan kopan Memorandum karşıtı ekipler ve diğer solcu/ilerici güçlerle birlik sağlayabilmesidir.
-Bu birliği ilk seçim sonrası hükümet görüşmelerinde Komünist Parti ile de geliştirmek istediniz sanırım...
Evet. Solun diğer kesimleriyle ilerici/sol bir cephe kurmak için sabırla görüşmeler yapmaya çalıştık. Eğer KKE (Komünist parti) ve DIMAR (Demokratik Sol) liderliğinden olumlu bir geri dönüş alabilseydik Yunan Meclisi'nin ezici çoğunluğu elimizde olacaktı ve her şey daha farklı olacaktı.