k yasaklandı, herkes keçilerini sattı, çobanlar çobanlıktan, çiftçiler çiftçilikten vazgeçtiler.(Sonra bunun yangına neden olacağı anlaşılınca keçilere tekrar izin verildi, hatta teşvik edildi, ama olan olmuştu)Gençler iş bulmak için kente göçtüler, Barbaros’ta bugün sadece yaşlılar yaşıyor. AKP’nin seçim politikası nedeniyle de köy tüzel kişiliği kaldırılarak bütün köy arazileri büyükşehir belediyelerine bağlandı. Ayrıca, AKP’nin Kültür Bakanlığı memurları köye gelerek köy kütüphanesini kapattılar, bütün kitapları alıp gittiler ve artık internet varken kütüphanelere gerek kalmadığını söylediler. Ama aynı zamanda köye hibe edilen bilgisayarları da alıp gittiler. Uzun vadede bunların ne anlama geldiğini biliyoruz. Köylüler topraklarından olacak, bu arazilere lüks siteler yapılacak, kalan birkaç köylü uşak olarak çalışacak, yer altı suları artezyenlerle biriktirilecek, narenciye bahçeleri golf sahaları olacak, buraları için yeni asfalt yollar gerekecek ve Ege’nin defne,piren, dağ çileği, yaban lavanta makisi yok olup daha sonra belki suni bir şekilde ağaçlandırılacak.’(Üç Habitus YKY s.43)
Bu çarpıcı öykü, Anadolu’nun her yerinde ufak tefek değişikliklerle önümüze çıkar.
Bu değişim süreci, Siyasal iktidarlar eliyle gerçekleşti/gerçekleşiyor.
Doğu’da işin içine askeri çözümlerde katıldı/katılıyor, geçtiğimiz dönem. Köyler asker eliyle, güvenlik gerekçesi ile boşaltıldı.
Geleneksel yaşam tarzları ve geçim olanaklarından koparılan bu kesimler artan bir hızla şehirlere doluşuyor.
AKP’ yi siyasi iktidara taşıyan toplumsal kesimler de bu akışla şehirlere doluşan insan topluluklarıdır.
AKP bu sürecin hem mimarlarından biri, en hızlı savunucusu ve uygulayıcısı, hem de umut yaratan siyasal akımıdır. Umudun ana unsuru ise, yeniden merkezileşen yapının içlerinde bir yer almadır. Bizden olursan her şey tamam, her fırsatta verilen mesajdır.
Umut haline gelişinin ana nedeni ise, muhalif olduğu düşünülen tüm kesimlerin sürecin işleyişine bir itirazlarının olmayışıdır.
İçte siyasi olarak ademi merkeziyet söylemli, gündelik yaşamda alabildiğine merkezi bir uygulama, ülke insanlarını bir yere doğru itiyor.
Bu da batı tipi kapitalizmdir.
Bu yönelimi hesaba bile almayan bir kafanın yapabileceği bir şeyde yok bana göre.
O gider, bu gelir, ama süreç emekçiler ve yoksullar için aynı kalır bu da açık.
Bu çarpıcı öykü, Anadolu’nun her yerinde ufak tefek değişikliklerle önümüze çıkar.
Bu değişim süreci, Siyasal iktidarlar eliyle gerçekleşti/gerçekleşiyor.
Doğu’da işin içine askeri çözümlerde katıldı/katılıyor, geçtiğimiz dönem. Köyler asker eliyle, güvenlik gerekçesi ile boşaltıldı.
Geleneksel yaşam tarzları ve geçim olanaklarından koparılan bu kesimler artan bir hızla şehirlere doluşuyor.
AKP’ yi siyasi iktidara taşıyan toplumsal kesimler de bu akışla şehirlere doluşan insan topluluklarıdır.
AKP bu sürecin hem mimarlarından biri, en hızlı savunucusu ve uygulayıcısı, hem de umut yaratan siyasal akımıdır. Umudun ana unsuru ise, yeniden merkezileşen yapının içlerinde bir yer almadır. Bizden olursan her şey tamam, her fırsatta verilen mesajdır.
Umut haline gelişinin ana nedeni ise, muhalif olduğu düşünülen tüm kesimlerin sürecin işleyişine bir itirazlarının olmayışıdır.
İçte siyasi olarak ademi merkeziyet söylemli, gündelik yaşamda alabildiğine merkezi bir uygulama, ülke insanlarını bir yere doğru itiyor.
Bu da batı tipi kapitalizmdir.
Bu yönelimi hesaba bile almayan bir kafanın yapabileceği bir şeyde yok bana göre.
O gider, bu gelir, ama süreç emekçiler ve yoksullar için aynı kalır bu da açık.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder