18 Kasım 2016 Cuma

TOPLUMLARIN EVRİMİ, DEMOKRASİ GELENEĞİ ADEMİ MERKEZİYETÇİLİK,

ve
KOMÜNİST NOHUT, FASÜLYE
Ve de
KIÇININ ÜZERİNE OTURMAK
Eğer, Ovacık Belediye Başkanı veya birileri Başkan’ın “KOMÜNİST NOHUT, FASÜLYE” ürettiği söylemiş ise (ki hiç sanmıyorum) tek kelime ile saçmalamış ya da kafayı üşütmüştür.

Sanırım İ.Özkurt Ovacık ile ilgili bu grupta olumlu bir yazıyı paylaşmıştı veya paylaşılan bir yazıyı beğenmişti.
Eğer yanılıyorsam özür dilerim, bu cümleyi yok saysın.

Kapitalist düzen içinde tek bir veya birkaç belediye başkanlığını kazanarak orada kalıcı kalıcı “ademi merkeziyetçi” gibi çok önemli “üniter yapıyı” yıpratacak değişikliklerin yapılabileceğini düşünemiyorum bile.

Bunun “KIÇININ ÜZERİNE OTURMAK” la da bir ilişkisi olduğunu da zannetmiyorum.
Egemenler, kapitalizm ve uyguladıkları siyasal sistem için tehlike oluşturacak böyle bir “KÖTÜ ÖRNEĞE”, “yılanın başı küçükken ezilmelidir” düşündeşiyle asla izin vermezler.

Nitekim Kürt illerinde yaşananlar ortada


Kaldı ki Komünist olduğunu iddia eden bir partinin üyesi olan Başkan oradaki Kürlerin desteği ile bir ittifak sonucu seçimi kazanmıştı.
Yani Belediye Meclisi’nin ve Encümen üyeliklerinin çoğunluğu İbrahim’in grupta çok savunduğu “Apo’nun tezlerini” benimsemiş (yada benimsemiş olması gereken) kişilerden olması  gerekir.

Eğer bir “başarısızlık” varsa ve de “KOMÜNİST NOHUT, FASÜLYE” (?!) üretilmişse bunun sorumluluğunu “Apo’nun tezleri” nde ya da Başkanla birlikte bu tezleri uygulamayan veya uygulayamayan Parti ve kişilerde aramak gerekir.

Bence;
…“yaşam alanlarında ademi merkeziyetçilik için kıçını kaldırsa, değişim ve rüzgar sola doğru kayar“…
demek yerine, gerçekten durumu yerinde incelemek, ilgililerle konuşmak karşılaşılan zorlukları öğrenmek gerekir. (Bunun için senin Edremit deneyini ben çok önemsemiş DD için çok yararlı bir deney olacağını düşünmüştüm)

Unutmayalım ki Yugoslavya ademi merkeziyetçiliği uygulamaya çalışan tek ülkeydi.

Sonuç ortada.

TOPLUMLARIN EVRİMİ

Değerli dostum,
Pratik hayatta hiçbir şey kitapların yazdığı gibi gitmiyor.

Artık çok daha inanıyorum ki toplumların evrimi, değişimi öyle, bugünden yarına çok basit bir şekilde ve çok hızlı olmuyor.

“Geçmiş” her toplumun bu gününe damga vuruyor, etkiliyor ve şekillendiriyor. Özellikle kültürel, demokratik değişim çok yavaş oluyor yılları, belki de yüzyılları alıyor.

Buna en somut örnek Arap İslam toplumları verilebilinir.
Kabile ve “tapınma” kültürünü aşmayan bu toplulukların her biri İslam’a kendi geleneksel inanç ve yaşam biçimi damgalarını vurmuşlardır.

Her kabile Muhammed dönemi de dahil İslam adı altında kendi anane ve göreneklerini yaşamışlardır. “İbadet” in yerini “tapınmaları” almıştır

SOSYALİST ÜLKELER
Rusya örnek verilebilinir.
Çarlığın, tek adam kültürü Lenin sonrası Rusya’ya ve bugününe de damga vurmuş, şekillendirmiştir.
Ayni şekilde bu etkiyi ve şekillendirmeyi Feodal kültürü aşamayan Türki Cumhuriyetlerinde de görüyoruz.

VE TÜRKİYE
Türkiye yıllar sonra her şeyi ile bir “karşı devrim” yaşamaktadır.

Türklüğün tek adam’ lığına İslam’ın Arap kabile kültüründen türemiş Anadolu versiyonuna önlenmesi oldukça zor, hızlı bir geri dönüş vardır.
Özellikle bu Kürt aşiretlerinde daha bağnaz ve katı olarak yaşanmaktadır.

Sosyalistlerimizde bundan bağımsız değildir.
Asla kabul etmeseler de Kabile ve Aşiret (feodal) kültürünün etkisindedirler.
“Tek adamlık”, “kişiye tapınma”, değişmez doğrular, sorgulamama, kurşun askerlik, analitik düşünmeme, olayları belli bir zaman ve mekân içinde değerlendirememe egemen ve yaygındır.
Adeta beyinlerimize prangalar vurulmuştur.

Bu prangalardan “tapınmadan” kurtulalım derken çok kere diyalektik düşüncenin devamlılık ilkesini yok sayıp inkârcılığın girdabına sürükleniyoruz.
İşte tam burada düşüncemizde gelişimin diyalektik bağı kopuyor, tespihin taneleri gibi etrafa savruluyoruz. Eleştirisel olacağımız yerde bu kez de anarşizmim ve inkarcılığın batağına saplanıyoruz.

Her yeni düşünceye açık olalım fakat balıklama dalmayalım.
Olabildiğince olası pratik uygulama sonuçlarını sorgulayalım.

Ve son söz;

Yeni putlar
Yeni peygamberler
Yeni dinler yaratmayalım.
Yeni şefler ve kurşun askerle ise asla !…

Saygılarımla 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder