5 Ekim 2017 Perşembe

SENDİKA VE ÖRGÜT İÇİ DEMOKRASİ

Çetin Serfidan  21,02,2017 di̇sk emekli̇-sen İst-Aksaray  3 no'lu şube facebook



Sendikalar üyelerin söz ve karar sahibi olacağı doğrudan demokrasiyi hedefleyen çoğulcu ve katılımcı bir demokrasiyi hedeflemeli; 

Farklı sesleri bir zenginlik olarak kabul edip, “azınlıkta” olan düşüncelerin çoğunluk olma hakkı “tüzükle güvenceye” alınarak bunların varlığını “örgüt içi demokrasinin” olmazsa olmaz demokratik bir hak olarak kabul edip varlığı titizlikle korunmalıdır.

Bu sendikalara ve siyasi partilere düşünsel bir zenginlik ve dinamizm katar, tek seslilikten, “tek tip” lileştirmekten korur.

Demokrasiden yana ve demokrat olmak sadece çoğunluğu kazanıp seçimle yönetime gelmek değildir.

Bu “ÇOĞUNLUKÇULUK” tur, azınlık özerinde bir nevi “DİKTA” kurmaktır. 

Bunun AKP’ nin “sandık demokrasisi” n den ve “tek adam” lığından bir farkı yoktur.

Bugün bütün sosyalist (hatta tüm) partilerimizde, dernek ve sendikalarda da bu dar “kadroculuk” ve “tek seslilik”, tek adamlık” (şeflik, reislik), “çoğunlukçuluk” egemendir.

Düşünce ve örgütlenme özgürlüğünü savunuruz, kendi örgütlerimizde bu savunduğumuz ilkeleri uygulamayız.


Bu da kaçınılmaz olarak, tasfiyeciliği ve parçalanarak küçülmeyi, içine kapanarak bir nevi çöküntüyü getirmektedir.

Daha çok vakit kaybetmeden üyelerin söz ve karar sahibi olabileceği, teknolojinin elverdiği ölçüde örgüt içi doğrudan demokrasiyi hedefleyen, çoğunlukçu değil çoğulcu ve katılımcı bi demokratik iç işleyişe acilen hayata geçirmeliyiz.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder