Veysel Saka Aralık 2016 İştiraki blokspot.bom
Tarih önceden yazılır, ondan sonrası
uygulamadır. Ulus devletlerin tarihi önceden yazıldı ve yaşama ultra ulus
devletler olan ABD, İngiltere, Almanya, Fransa Wilson doktrini gereği ulusların
kaderini tayın hakkını bir devlet olarak yaşama geçirdi. Ondan sonraki
devletlerde “her halka bir devlet” anlayışı hâkim oldu.
Önceliği ulus devletler tarihi yazılması
ve uygulaması “ultra ulus devletler emperyal kapitalist ilişkileri üzerinden,
devleti iktidarı güç ilişkilerini, dünyayı bir ahtapot gibi altına alarak sömürdü.
Ulus devletlerin uygulaması ise Nato’su, Fifa’sı, uluslararası ilişkileri
sportif karşılaşmalarından başlayarak, her ulus devlet bayrağı ve marşların
çalınması, bayrakların çekilmesi-indirilmesi, her devletin spor müsabakalarında
o ülkenin marşları çalınarak şoven toplum anlayışı uygulamaya konuldu.
Bu ulus devletlerin, ulusal orduların,
Soğuk Savaş dönemi politikaları, reel sosyalizm dâhil önündeki engelleri aşarak
dünyayı verilen ulusal ölçekli mücadeleleri devleti ele geçirmeye
indirgendiğinde, ele geçirmeye çalıştığı ulus devlet tarafından ele geçirildi.
İnternette ulusların tarihi ile ilgili çok bilgiye ulaşılır. Oralarda sadece
demokrasinin tarihi ile ilgili bir bilgiye ulaşamazsınız.
Meselenin gösterdiği arıza tam burada
başlamaktadır. Türkiye’de Türklere, Müslümanlara, Sünnilere demokrasi,
diğerlerine anti demokrasidir. Bu Fransa, Almanya, İngiltere, Rusya, Çin için
de geçerlidir. Menşei ulusal olanı anlatır.
Mesela Kürtler konusunda da internette
ulusal olanla ilgili bir şeyler aradığınızda gene ulus tarihiyle ilgili
bilgilere ulaşabilirsiniz.
Sadece yazılmayan, demokrasinin tarihidir.
Yazılı hâle gelmeyenin ne tarihi ne de uygulaması olur. Öncelik yazılması
gereken demokrasinin tarihidir. Demokrasinin proje olarak ortaya konulması,
demokrasi olarak programlaştırılması gerekmektedir. Devletlerin ara malzemesi
durumundaki, demokrasi tarihi yazılmamışsa, uygulamaya geçmesi, pratiğe geçmesi
mümkün değildir. Ülkemiz de bu konuda birçok girişim vardır. Mesela demokrasi
için birlik, demokrasi için güç birliğini ele alalım. Demokrasi için birliğin
önüne koyduğu temel argüman, tek adam rejimine karşı direnme, mücadele etme
anlayışını “öne çıkartmaktadır’. Demokrasinin tarihi ve onun ortak programıyla
ilgili bir başlık ortalıkta yok. Burada birlikteliğin ideolojik olmaması
gerektiği deklare edilmiş, gerekçesi de farklılıklarla beraber bir güç odağı
oluşturmak şeklinde ifade ediliyor. (Rıza Türmen)
Eski vekil Ufuk Uras ise referandum
yolunda toplumsal muhalefeti ortak harekete geçiren, Kürtleri, Alevileri,
sosyal demokratları bütün renkleriyle içeren bir demokrasi meclisi önerisi
ortaya atmıştır. Burada şöyle tersten bir açıklama yapalım: dille, dinle,
soyla, sopla, ırkla, kültürle tanımlanmasına ulusalcı milliyetçi demokrasi
denir.(din egemenlerin elindedir)
Yani gerçek demokrasi değil. Bugün dünyada
demokrasiyle, tarihiyle ilgili bir anlam bir yüklemi yok, sadece ulusalcı veya
devletçi anlayışın bir ara malı konumundadır. Demokrasinin ortak tarihe, ortak
programa kavuşturulması gerekmektedir. Ortak demokrasinin tarihini yazmak için
önceliği demokratik anlayışı temel almak gereklidir.
Ülkemizdeki muhalefetin güçsüz olması,
demokratik olmamasından gelmektedir. Mesela Aleviler diyanette kendilerine
cemevi yapma müsaadesi istemektedirler. Ama bu noktada Türklükle tanımlananlar
konusunda herhangi bir karşı çıkış gerçekleştirmiyorlar. Bizdeki yapıların,
muhalefet hareketlerinin güçsüzlüğü demokrat ve demokratik olmamasından
kaynaklanmaktadır. Tüm siyasi partiler adaylarını Ankara’dan belirler.
AKP-CHP-MHP de aşağı yukarı böyle, HDP ise demokratik özlemli bir anlayışla
hareket etse de adaylarını Ankara’da veya bir havuzda toplanmış yetkililerce
belirlemektedir.
Yöntemler iktidarda da muhalefette de
aynı, devletin bürokrasisine atama tarzının yerini seçimin alması gerek. Ne
kişiliklerin ne de iktidarın atama yetkisi olmalı. Bunun için de demokrat ve
demokratik yöntemleri temel almak şart. Demokratik özlemlere karşın aynı
yöntemlerle hareket etmek, mevcut iktidara karşı duruşu sakatlıyor. Muhalefetin
güçsüzlüğünün buradan kaynaklandığını görmek gerek.
İşe koyulurken, demokrasiyi tarif ederken,
onu dille, dinle, soyla, sopla kültürle tanımlamamak şart.
1-
Demokrasi tarihi ortak programa muhtaçtır.
2- Yukarıdan aşağıya anlayışı terk
edilerek, tabanda, yerinden, komünler, komün kooperatifleri, meclisler eliyle
yönetim esas alınmalıdır.
3-
Zihniyetin ortaklaşması esastır. Tüm alanlar seçimlere tabidir. Görevden alma,
geri çağırma, yine seçimle olmalıdır.
4- Zihniyeti ortaklaşmacı olmayanları bile
ortaklaşmacı zihniyete kavuşturmak gerekir. Bunun gerekli ortam oluşturulmalı,
insanın bireyin kabileden, soyundan, sopundan, sınıfından, katmanından
kopartılmalı, hukuku bireysellik üzerinden ortaya koyulmalıdır.
5-
Yerinden yönetim anlayışı, sağlığı, eğitimi, savunmayı ihtiyaca göre yaşama
geçirmelidir. Eğitim-öğretimin dil konusunda ortak dilden başlayarak tüm
dillerin kendi tarihlerini, edebiyatlarını öğrenebilecekleri ortam sadece
sınıflarını ayıracak şekilde, ortak eğitim-öğretim planlaması ile yapılmalıdır.
(Her etnisitenin okulu ayrı değil, sadece sınıfların ayrılması sağlanmalıdır)
6- Tabanda yerinden yönetim şekli olan
yerel demokrasi anlayışı, eğitimi üretime ve paylaşmaya dönük zihniyette
olmalıdır.
7-
Üretim alanında, paylaşma temelli anlayışı, biriktirmenin suç olduğu zihniyete
dayandırmalı, bu zihniyet bireye ve topluma yerleştirilmelidir.
8-Toplumsal yapıda örgütlü birey-örgütlü
toplumun tüm kademelerinde seçimle gelmek, seçimle gitmek, geri çağırmak
seçimle yapılmalıdır. Toplum, insanlık, kimi insanların diğerlerinden üstün
olduğu anlayışını reddetmeli, toplumsal yapı eşitlik temelinde düzenlenmelidir.
9-
“Milletim insanlık, vatanım yeryüzü” anlayışı kabul edilmeli, eşitlik temelli
yerinden demokrasi teşkil edilmeli, üretim araçlarının toplumsal mülkiyeti
gerçekleştirilmeli, din, mezhep, etnisite, ulusçuluk gibi anlayışların herkesin
özeli olduğu, bu konuda diğerlerine tehlike arz edecek anlayışlar aşılmalı,
eşitlik temelli meclisleşme üzerinden her konu tartışılmalı, hiç bir şeyin öne
konulmaması sağlanmaı, tehlike yaratacak her anlayış konuşulmalıdır.
10-Bu çalışma, demokrasi tarihi ortak
programı taslak çalışmasıdır. Ucu acıktır. İçi hep beraber doldurulacaktır. Tüm
önerilere açıktır. Her şey ihtiyaç temellidir, biriktirmenin olmadığı,
üleşme-paylaşma üzerinden hareket edilmelidir. Buradan ortak cumhuriyete,
demokratik devlete oradan da sosyalizme-komünizme doğru gidilecektir. Ülkede
muhalefetin güçsüzlüğü ortak programının olmamasının bir sonucudur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder