…”Yazının içinden cımbızla bir cümleyi alıyorsun ona istediğin anlamı yükleyerek ileri sürüyorsun”….
Bu senin için yaptığım genel bir değerlendirmedir. Bu yönteme sıkça başvuruyorsun.
İkinci baş vurduğun (ya da kullandığın) yöntem soruya soruyla yanıt vermendir.
Bir üstteki sorduğum sorularımın hiçbirine yanıt vermeden soru soruyorsun.
Ben sana Saffet’in ifadesi ile “50 senelik arkadaşlık” bana göre “yoldaşlık” hatırına ve buna duyduğum saygıdan ve verdiğim değerden ötürü eleştiri sınırları içinde kalmaya özen göstererek sana karşı kırıcı ve itici olmamaya çalışıyorum fakat sen buna pek özen göstermiyorsun.
*****
Sevgili saffet insanlar kavramlarla konuşur. Kavramlar bir anlamda kelimelere yüklediğimiz anlamlardır. Bu yanıyla soyuttur. Zaman içinde değim yerindeyse “yerine oturur” somut bir anlam ve anlatım ifade eder.
Şüphe yok ki daha çokça değişik tarifi de vardır.
Saptırma, işte bu zaman içinde “yerine oturan” anlam ve anlatımın dışında yeni bir anlam ve içerik yükleyerek kullanmaktır.
Ya da muhatabınızın, “kendinize özgü yüklediğiniz bir anlamda” tabii ki bir fikri çürütmek veya başka bir benzeri amaçla “böyle bir anlamda kullandığını” iddia etmektir.
Örneğin demokrasi.
Bu günkü iktidara göre sadece SANDIK ve SEÇİMDİR
Oysa genel tanımı ile halkın halk için halk tarafından yönetilmesidir. Yani doğrudan demokrasiyi, katılımcılığı, çok sesliliği ifade özgürlüğünü ve örgütlenme hakkını içerir.
Fakat bu tanımlama da yetmez. Bana ve benim gibi düşünenlere göre DEMOKRASİNİN SINIFSAL BİR İÇERİĞİ VARDIR.
Ve insanlar bu demokratik hayata, özgürlük içinde, örgütlenerek ve örgütleri ile katılırlar, kendilerini ifade ederler.
İşte “KAVRAM” burada da devreye girer. Ona somut bir AMLAM ve İŞLEV yüklersiniz.
Siz demokrasiyi sadece SANDIK ve SEÇİMDİR diye anlatırsanız kavramın içini boşaltmış, saptırmış olursunuz.
Eğer DD’ yide;
“beni yalnızca ben temsil edebilirim beni benden başkası temsil edemez” diyerek bireyselleştirirseniz, sadece böyle tanımlarsanız eğer, sonuç olarak her türlü örgütlenmeyi ret eder, toplumu örgütsüz bir halde bırakır, atomize ederseniz. Bu da kaos demektir. Evrenin oluşumun ilk evrelerini ifade eder.
Bunlar benim düşüncelerim.
Başkaları da başka düşünme hakkına tabii ki sahiptir.
Benim demokratik ve katılımcı örgütlenme anlayışıma göre hedef saptırılmaksızın (örgütlü, demokratik, katılımcı, çoğulcu, sosyalizm ve sınıfsız, sömürüsüz bir toplum hedefi) her farklı düşünce de olanlarla ayni örgütte olabilirim.
Bu yazıFabebook DD tartışma grubunda İ.Özkurtla yaptığımız birtartışma ve Saffet Bilen'in yorumu üzerine kaleme 18.12.2016 tarihinde alınmıştır
https://www.facebook.com/groups/1545789075633995/permalink/1808089156070651/?comment_id=1808905855988981¬if_t=group_comment_reply¬if_id=1481924625823401
Bu senin için yaptığım genel bir değerlendirmedir. Bu yönteme sıkça başvuruyorsun.
İkinci baş vurduğun (ya da kullandığın) yöntem soruya soruyla yanıt vermendir.
Bir üstteki sorduğum sorularımın hiçbirine yanıt vermeden soru soruyorsun.
Ben sana Saffet’in ifadesi ile “50 senelik arkadaşlık” bana göre “yoldaşlık” hatırına ve buna duyduğum saygıdan ve verdiğim değerden ötürü eleştiri sınırları içinde kalmaya özen göstererek sana karşı kırıcı ve itici olmamaya çalışıyorum fakat sen buna pek özen göstermiyorsun.
*****
Sevgili saffet insanlar kavramlarla konuşur. Kavramlar bir anlamda kelimelere yüklediğimiz anlamlardır. Bu yanıyla soyuttur. Zaman içinde değim yerindeyse “yerine oturur” somut bir anlam ve anlatım ifade eder.
Şüphe yok ki daha çokça değişik tarifi de vardır.
Saptırma, işte bu zaman içinde “yerine oturan” anlam ve anlatımın dışında yeni bir anlam ve içerik yükleyerek kullanmaktır.
Ya da muhatabınızın, “kendinize özgü yüklediğiniz bir anlamda” tabii ki bir fikri çürütmek veya başka bir benzeri amaçla “böyle bir anlamda kullandığını” iddia etmektir.
Örneğin demokrasi.
Bu günkü iktidara göre sadece SANDIK ve SEÇİMDİR
Oysa genel tanımı ile halkın halk için halk tarafından yönetilmesidir. Yani doğrudan demokrasiyi, katılımcılığı, çok sesliliği ifade özgürlüğünü ve örgütlenme hakkını içerir.
Fakat bu tanımlama da yetmez. Bana ve benim gibi düşünenlere göre DEMOKRASİNİN SINIFSAL BİR İÇERİĞİ VARDIR.
Ve insanlar bu demokratik hayata, özgürlük içinde, örgütlenerek ve örgütleri ile katılırlar, kendilerini ifade ederler.
İşte “KAVRAM” burada da devreye girer. Ona somut bir AMLAM ve İŞLEV yüklersiniz.
Siz demokrasiyi sadece SANDIK ve SEÇİMDİR diye anlatırsanız kavramın içini boşaltmış, saptırmış olursunuz.
Eğer DD’ yide;
“beni yalnızca ben temsil edebilirim beni benden başkası temsil edemez” diyerek bireyselleştirirseniz, sadece böyle tanımlarsanız eğer, sonuç olarak her türlü örgütlenmeyi ret eder, toplumu örgütsüz bir halde bırakır, atomize ederseniz. Bu da kaos demektir. Evrenin oluşumun ilk evrelerini ifade eder.
Bunlar benim düşüncelerim.
Başkaları da başka düşünme hakkına tabii ki sahiptir.
Benim demokratik ve katılımcı örgütlenme anlayışıma göre hedef saptırılmaksızın (örgütlü, demokratik, katılımcı, çoğulcu, sosyalizm ve sınıfsız, sömürüsüz bir toplum hedefi) her farklı düşünce de olanlarla ayni örgütte olabilirim.
Bu yazıFabebook DD tartışma grubunda İ.Özkurtla yaptığımız birtartışma ve Saffet Bilen'in yorumu üzerine kaleme 18.12.2016 tarihinde alınmıştır
https://www.facebook.com/groups/1545789075633995/permalink/1808089156070651/?comment_id=1808905855988981¬if_t=group_comment_reply¬if_id=1481924625823401
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder