Sosyal
demokratların, devrim karşıtlarının EKİM DEVRİMİ öncesi ve sonrası
söylediklerinin günümüzün “UTANGAÇ” versiyonu.
Bu sözlerim kesinkes, Lenin sonrasının yapılan hatalarını günahlarını onaylamak yok saymak anlamına gelmesin, yorumlanmasın sakın.
Eğer bir "virüs aramak" gerekiyorsa;
Bunu toplumların tarihsel süreçlerinde (bu birilerine göre saçmalamak olsa da) ve özellikle Lenin'in o çağa göre çok ileri bir önerme olan (TÜM DÜNYADA FEODAL DÜZEN ve DOĞAL OLARAKTA MERKEZİYETÇİLİK REVAÇTA ve EGEMENKEN) “Demokratik Merkeziyetçilik” ilkesinin, Lenin’in ölümünden sonra “Demokratik” kısmını sürekli geliştirecekleri yerde yok sayıp yada buz odasına koyup dondurup, unutturanlar da “KATI BİR MEKEZİYETÇİLİĞİ TEK ADAMLIĞI (bugün Türkiye’de ve bir çok ülkede olduğu gibi) ve MUHALEFETSİZLİĞİ” kutsayanlarda aramak gerekir.
Bu sözlerim kesinkes, Lenin sonrasının yapılan hatalarını günahlarını onaylamak yok saymak anlamına gelmesin, yorumlanmasın sakın.
Eğer bir "virüs aramak" gerekiyorsa;
Bunu toplumların tarihsel süreçlerinde (bu birilerine göre saçmalamak olsa da) ve özellikle Lenin'in o çağa göre çok ileri bir önerme olan (TÜM DÜNYADA FEODAL DÜZEN ve DOĞAL OLARAKTA MERKEZİYETÇİLİK REVAÇTA ve EGEMENKEN) “Demokratik Merkeziyetçilik” ilkesinin, Lenin’in ölümünden sonra “Demokratik” kısmını sürekli geliştirecekleri yerde yok sayıp yada buz odasına koyup dondurup, unutturanlar da “KATI BİR MEKEZİYETÇİLİĞİ TEK ADAMLIĞI (bugün Türkiye’de ve bir çok ülkede olduğu gibi) ve MUHALEFETSİZLİĞİ” kutsayanlarda aramak gerekir.
Ve iddia ediyorum ki;
Lenin’in ÖNCÜ PARTİ ve ÖNCÜ PARTİLİLER ilkesine, bugün inkar etseler de başka çıkar yol bulamadıklarından “açıkça dillendirmeden” nasıl sarılıyorlarsa, fiilen uyguluyorlarsa, “EKİM DEVRİMİ” ni (ve hatta ileri dönük tüm devrimleri) “TOPLUM MÜHENDİSLİĞİ” sözcüğü ile suçlayıp, karalayıp, tarihsel önemini küçültmeye çalışanlar da bugün savundukları toplumların önünde giden düşünceleriyle ve bunları hayata geçirmek için kurdukları ve kurmaya çalıştıkları parti yada oluşturmaya çalıştırdıkları “HAREKET” lerle de sonuçta ayni şeyleri amaçlıyorlar, ayni şeyi yapıyorlar.
Sadece kullandıkları sözcükler farklı. (onlar “argümanlarda, yöntemlerde farklı” diyorlar ama)
Gerçekten sosyalizme, doğrudan demokrasiye ve sınıfsız topluma inanıyorlarsa, böyle bir hedefleri varsa…
Bu amaçta olanlarla, örgütlenme ve toplumu örgütleme ve mücadele aşamasına geldiklerinde veya şu an örgütlü olanlarla bu yolda ilerlediklerinde mutlak ama mutlak yolumuz kesişecektir, tekrar omuz omuza olacağız.
Daha erken birlikte olursak daha güçlü oluruz düşüncesiyle benim bugünkü cabam bunun içindir.
Bu hedefte olmayanlarla, sosyal demokrasiye veya üstü örtülü utangaç versiyonlarına yönelenlerle, 12 Eylül referandumunda ve çözümü YDH gibi burjuva partilerinde arayanlarla yada AKP’yi Anadolu burjuvazisinin (O zaman çoğu küçük esnaftı, küçük ve orta sermaye idi, ve bunlar her dönem dünyada her yerde faşizme taban olmuş en tutucu kesimdir, çoğu da merdiven altıdır, kaçak sigortasız işçi çalıştırırlar, vergi kaçırırlar ve kesinlikle sendika yoktur.) temsilcisi ve DEVRİMSİ BİR ileri hareket olarak tanımlayarak desteklenmesini savunmuşlarla, saf değiştirenlerle o zamanlar, yolumuz zaten, ayrılmışlardı.Birde geçmişe çakılıp kalanlarla, geçmişin günah ve hatalarını göremeyenler ve beyinleri prangalı olanlarla...
Onlarlar zaten artık yoklar, bir sözümüzde olamaz.
Sözümüz emekten, işçi sınıfından yana ve hedefi demokrasi, sosyalizm, sınıfsız toplum olanlaradır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder