Çetin Serfidan Facebook Doğrudan Demokrasi
Henüz tam anlamı ile tanımlayamadığımız bir kavram, bir siyasal hareket olarak ta içini dolduramadığımız, ama hedeflediğimiz olmasını istediğimiz bir demokrasi türü….
Henüz tam anlamı ile tanımlayamadığımız bir kavram, bir siyasal hareket olarak ta içini dolduramadığımız, ama hedeflediğimiz olmasını istediğimiz bir demokrasi türü….
Genellikle Temsili demokrasinin karşıtı gibi
gösterilmesine rağmen bence Temsili ve Katılımcı Demokrasinin evrimleşmiş
halidir. Bir başka değişle temsili ve katılımcı demokrasi zaman içinde doğrudan
demokrasiye doğru evrilecektir.
Ben çok kere komünizmin bir öncesi derim.
Komünizmi ise ufka benzerim. Yani ona yaklaştıkça o senden uzaklaşır.
Doğrudan Demokraside bugünden yarına uygulanabilecek bir yönetim türü değildir.
İnsanlığın belli bir gelişim aşamasında hayata geçirilebilir.
******
Bugün için DOĞRUDAN DEMOKRASİ’YE bugünkü
bilincimizle bakınca en büyük çelişki KARARLARIN ÇOĞUNLUKLA
ALINMASIDIR.Ben çok kere komünizmin bir öncesi derim.
Komünizmi ise ufka benzerim. Yani ona yaklaştıkça o senden uzaklaşır.
Doğrudan Demokraside bugünden yarına uygulanabilecek bir yönetim türü değildir.
İnsanlığın belli bir gelişim aşamasında hayata geçirilebilir.
******
BU DURUMDA AZINLIK HAKLARI NE OLACAK?
Günümüzde ki insan bilinci ile bakarsak örneğin Türkiye’ye indirgersek bu günkü siyasal, kültürel ve etnik parçalanmışlık durumunda bu bir “ÇOĞUNLUK DİKTATÖRYASINA” yol açmaz mı?
İkinci bir mesele
kararların doğrudan oylama ile alınması.
Bu nüfusu az olan yerleşim birimlerinde, yine “çoğunluk diktatöryası” çekincem saklı kalmakla uygulanabilir.
İstanbul gibi devasa bir şehirde ve 80 milyonluk nüfüsü, binlerce, milyonlarca karmaşık sorunlar yumağının olduğu bir toplulukta kararlara tüm halkı nasıl katarsın?...
Birey olarak baktığında Apartmanın sorunlarından site sorunlarına, Mahallenin sorunlarından Belediye’ye, İl’den ülkenin tüm sorunlarına zaman bulup nasıl yetişecek.
Birde işin bölgesel ve uluslararası boyutu, gezegenimizi ilgilendiren küresel sorunlar boyutu da var.
Bu nüfusu az olan yerleşim birimlerinde, yine “çoğunluk diktatöryası” çekincem saklı kalmakla uygulanabilir.
İstanbul gibi devasa bir şehirde ve 80 milyonluk nüfüsü, binlerce, milyonlarca karmaşık sorunlar yumağının olduğu bir toplulukta kararlara tüm halkı nasıl katarsın?...
Birey olarak baktığında Apartmanın sorunlarından site sorunlarına, Mahallenin sorunlarından Belediye’ye, İl’den ülkenin tüm sorunlarına zaman bulup nasıl yetişecek.
Birde işin bölgesel ve uluslararası boyutu, gezegenimizi ilgilendiren küresel sorunlar boyutu da var.
ÜRETİM BOYUTU
İlkel komünal toplumlarda üretim hemen hiç yoktu, çünkü toplum “toplama” ve “avlanma” eylemi le yaşamlarını belirli sayıda şeyleri toplayarak yada avlayarak genellikle anında tüketerek az sayıda olduğu ve oldukları için de gerektiğinde kolayca bölüşerek sorunsuz yada az sorunla çözümlüyorlardı. Kent devletlerinde de durum çok farklı değildi. Az sayıdaki ürünün paylaşımı (genellikle takas) kolaydı. Zaten üretimi köleler yapıyordu.
İlkel komünal toplumlarda üretim hemen hiç yoktu, çünkü toplum “toplama” ve “avlanma” eylemi le yaşamlarını belirli sayıda şeyleri toplayarak yada avlayarak genellikle anında tüketerek az sayıda olduğu ve oldukları için de gerektiğinde kolayca bölüşerek sorunsuz yada az sorunla çözümlüyorlardı. Kent devletlerinde de durum çok farklı değildi. Az sayıdaki ürünün paylaşımı (genellikle takas) kolaydı. Zaten üretimi köleler yapıyordu.
Fakat
çağımızda Üretim devasa fabrikalarda binlerce işçi ile binlerce milyonlarca
sayıda ve genellikle uluslararası piyasa için yapılıyor.
Bir mamulün teknik planlanması, üretimin ve ham maddenin teminin planlanması, Mamulün dağıtımı oldukça çok karmaşık süreçleri içerir.
Doğrudan Demokrasi burada nasıl işler? Bu süreçlerin her bir detayı uzmanlık ve deneyim isteyen proseslerdir.
*****
Dahası insanların SAĞLIK, KONUT, EĞİTİM, ULAŞIM, DİNLENME, EYLENCE VB ihtiyaç ve sorunları var.
Bir mamulün teknik planlanması, üretimin ve ham maddenin teminin planlanması, Mamulün dağıtımı oldukça çok karmaşık süreçleri içerir.
Doğrudan Demokrasi burada nasıl işler? Bu süreçlerin her bir detayı uzmanlık ve deneyim isteyen proseslerdir.
*****
Dahası insanların SAĞLIK, KONUT, EĞİTİM, ULAŞIM, DİNLENME, EYLENCE VB ihtiyaç ve sorunları var.
Değerli
dostlar;
Bunlar üzerinde oldukça konuşulması en azından çerçevesi, ana ilkeleri belirlenmesi gereken, süreç isteyen konular.
Toplum olarak öyle bir noktadayız ki örneğin bir apartman toplantısına ilgililerin %20 katılırsa iyi diyoruz. Aidatı büyük çoğunluk düzenli ödemez.
Bunlar üzerinde oldukça konuşulması en azından çerçevesi, ana ilkeleri belirlenmesi gereken, süreç isteyen konular.
Toplum olarak öyle bir noktadayız ki örneğin bir apartman toplantısına ilgililerin %20 katılırsa iyi diyoruz. Aidatı büyük çoğunluk düzenli ödemez.
İdeal
olanla somut gerçekleri karıştırmamız gerekir.
Bunun için ben bu gün için farklılıklarımızla bir arada olabileceğimiz KATILIMCI VE ÇOĞULCU DEMOKRASİ DİYORUM.
Nisbi temsil bu günden yarına aşılabilecek bir şey değil. Bence günümüz de en doğru olanı. Doğrudan Demokrasiye giden yolda önemli bir aşama.
Özellikle parti içi demokrasinin olmazsa olmazı. Hatta bu NİSBİ TEMSİL kapitalist düzen içimde bile her devlet kurumda da ve yaşamın her alanında uygulanmalı.
Bunun için ben bu gün için farklılıklarımızla bir arada olabileceğimiz KATILIMCI VE ÇOĞULCU DEMOKRASİ DİYORUM.
Nisbi temsil bu günden yarına aşılabilecek bir şey değil. Bence günümüz de en doğru olanı. Doğrudan Demokrasiye giden yolda önemli bir aşama.
Özellikle parti içi demokrasinin olmazsa olmazı. Hatta bu NİSBİ TEMSİL kapitalist düzen içimde bile her devlet kurumda da ve yaşamın her alanında uygulanmalı.
Değeli dostlar yazı oldukça uzadı. Aslında daha çok
konu var.
Bunların her biri belli başlıklar açarak tartışılması gereken konular. Ancak bunun için face book yetersiz kalıyor.
Sevgili Ali emek harcadı bir mail grubu açtı fakat pek rağbet görmedi. Zaten facebook’da da katılım sınırlı. Sanırım 600 ün üzerinde üye var yazışmalara katılım oldukça az. Buda bizim gerçeğimiz.
saygılarımla
Bunların her biri belli başlıklar açarak tartışılması gereken konular. Ancak bunun için face book yetersiz kalıyor.
Sevgili Ali emek harcadı bir mail grubu açtı fakat pek rağbet görmedi. Zaten facebook’da da katılım sınırlı. Sanırım 600 ün üzerinde üye var yazışmalara katılım oldukça az. Buda bizim gerçeğimiz.
saygılarımla
15.06.2015
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder