21 Ocak 2015 Çarşamba

LAİKLİK DİNDARLIK

Peyami Arık  Facebook
Siyasal islamcı yazarların bilerek çok sık kullandıkları yanlış bir ayırım var : "dindarlar ve laikler".Bu bir saptırmaca,çünkü bu ayırım,dini bir "ideoloji" olarak kullanmaya ve "dindar" kesimleri etkilemeye çok uygun.Bunun yeni bir örneğini bir kaç gün evvel "siyasal islamcı yazar"lardan olan Yıldıray Oğur'un bir yazısında da gördük.Yazıda başka kurnazlıklar,saptırmalar da var.İşin ilginç (belki de o kadar ilginç değil) yanı bazı "modern demokrat" veya "liberal" veya "özgürlükcü" arkadaşların "okunması gereken,güzel bir yazı" yaklaşımıyla bu yazıyı paylaşmaları...Neyse biz itirazlarımızı yazmaya devam edelim; Sevgili Annemden başlayarak: 
Benim Annem "dindar" bir kadıncağızdı,allaha,peygambere,kuran'a inanırdı ama biraz farklı olarak:

Namaz kılmazdı,Hacca gitmeye karşıydı("Onca Yoksulluk Varken"),ramazanda 30 gün olmasa da oruç tutardı,parası olduğunda kurban keserdi (ama komşularına da dağıtırdı)Çok yardım severdi,sofrası herkese açıktı,Sağlığı ve keyfi yerindeyse,bir iki yudum rakı da içerdi ,bizlerle arasıra.
Erbakanı hiç sevmezdi:"Oğlum,bu adam din devleti kurmak istiyor" derdi.(Annem RTE'nı göremedi iyi ki)Ülkenin din kurallarına göre yönetilmesine karşıydı,çünkü o dindardı ama aynı zamanda laik bir insandı
"Herkesin inanışı kendine" derdi.Cumhuriyetin tipik ilk kuşak örneklerindendi.(Cumhuriyetin 1950'ye kadar ki dönemi,yöneticileri ve kuşakları ayrı yazı konularıdır.Elbette bu konularda bizim de söyleyeceklerimiz var.)Şİmdi soruyorum: Annem,dindar mıydı,laik miydi?Soru sırıtıyor değil mi? Çünkü Annem inanışı olan
(milyonlarca örneği olduğu gibi) dindar bir insandı ama aynı zamanda ülkenin din esaslarına göre yönetilmesine karşı olan laik bir insandı da.O zaman biz de şu soruyu soralım:Sizin "Dindarlar-Laikler" ayırımınızdan kastınız nedir?
Ben şöyle bir ayırımın olduğunu düşünüyorum:Ülkeyi giderek toplumun tüm kesimlerini kapsayacak şekilde,siyasal islam kuralları ile yönetmek isteyen çeşitli (!) kesimlerle(küresel kapitalizmin kucağında ve eskiye özlemle ve onun şimdi ve ilerde de çok tartışılacak uygulamalarıyla),ve buna karşı çıkan çok çeşitli kesimler arasındaki ayırım.(Bu her iki kesim için de hayat memat meselesidir.)
Bundan dolayı önümüzde maalesef çok sert çatışmalar hepimizi beklemektedir.Yani nisbi bir "normalleşme" sakin,çatışmasız ve "kitabına uygun" bir şekilde olmıyacaktır.(Toplumsal ve insani zaiyatlarımızın en az olması dileklerimizle...)
Yazı devam ediyor,diyor ki:"Gezi,17 Aralık derken,Türkiyenin dindarlarını,onların seçtiklerini şeytanlaştıran....." Kim bunlar?Yazar cevap veriyor: son zamanlarda ortaya çıkan,"nihilist bir laik kuşak" Ama tabi Gezi direnişine katılan çok çeşitli kesimler arasında bulunan "anti-kapitalist müslümanlar" a da cevap var: 40 kişilik gruplarıyla,bu nihilist laik kuşağa," payanda oldukları için.Halbuki ordaki çocukların,kadınların,gençlerin,annelerin,babaların,inananlar ve inanmayanların,hep beraber,sofralarını,yemeklerini paylaştıklarını,inananların,sakin bir şekilde ibadetlerini yapmaları için çırpındıklarını,özel dini günlerde hep beraber helva yapıp herkese dağıttıklarını...ve daha bir çok şeyi görmezlikten gelerek.Kim kimi şeytanlaştırıyor,laik olmayan "dindar" arkadaş?
Yazı şu "veciz" cümleyle bitiyor: "Bu bencil,karşı tarafı yok sayan özgürlük anlayışı,özgürlüğün ancak içinde hayat bulabileceği siyaseti,müzakereyi engeller,demokratik yaşamın altını uyar,birlikte yaşamayı zorlaştırmaktan başka bir işe yaramaz." mış.Bir de şu cümle de var: "Demokratik haklar sadece kanunlar,haklarla korunmaz.Bu aynı zamanda bir centilmenlik anlaşmasıdır."Ne güzel di mi arkadaşlar,"yeni yeni şeyler" öğreniyoruz işte...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder