23 Ekim 2013 Çarşamba

Önder: Yüzde 30 hayal değil

Türkiye partisi iddiasında olan HDP'nin yerel seçimlerde kendisini sınayacağını belirten Sırrı Süreyya Önder, "Bu seçim sadece kent yönetimlerini belirleme seçimi değildir.

Yeni Özgür Politika 

Çözüm süreci adil, eşit, onurlu bir barış konusunda da bir referandum sayılabilir. Bir tek oyun bu kadar önemli olacağı bir seçim olmamıştır" dedi. Seçime ilişkin kararları Ankara Konferansı'nda yakalanan geniş birleşimle almayı esas aldıklarını söyleyen Önder, "Eğer bunu pratiğe dönüştürebilirsek önümüzde daha girmeden kazanılmış bir seçim var. Bu seçimlerde yüzde 20-30 bandı bizler için hayal değildir" dedi. 
Halkların Demokratik Partisi (HDP) 27 Ekim'de Ankara'da olağanüstü kongreye gidecek, aynı zamanda yerel seçimlerin de startını verecek. HDP'ye geçecek dört milletvekilinden birisi olan BDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, kongre, yerel seçimler, muhalefet anlayışları, yerel yönetim politikaları, kendisinin belediye başkanlığı adaylığı gibi birçok konuya ilişkin Dicle Haber Ajansı'ndan (DİHA) Çağdaş Kaplan ve Kadri Özkan'a konuştu. 2011 seçimlerinden önce Emek Demokrasi ve Özgürlük Bloku'nu oluşturduklarını, bu bloğun içerisinden HDK'yi çıkardığını belirten Önder, "Ardından HDK içerisinden HDP fikriyatı doğdu. BDP'nin de bileşeni olduğu bir yapılanma. Yerel seçimlerin hemen arifesine denk geldiği için özgün bir yerel seçim politikası belirledik. Nerede daha iyi netice alabileceksek oralarda HDP ve BDP olarak ikili bir seçim stratejisi belirledik" dedi. HDK ve HDP için, "Türkiye devrimci mücadele tarihinde bu kadar geniş temsiliyetli bir zeminin fiiliyata geçmesi bir ilktir" tespitinde bulunan Önder, "Bunun pratikteki sonuçları ilk defa bir yerel seçim sürecinde bu yapı kendisini sınayacak. Türkiye partisi olacaksak, mazlumların, ötekileştirilenlerin, sosyalistlerin, yüzü sola dönük yapıların, kadın, gençlik, LGBT temsiliyetlerinin hepsinin kendisine bir ifade alanı bulacağı ve sürece dair pratiğe birlikte karar vereceği bir yapıdan bahsediyoruz. Meclis'te de HDP'ye geçen arkadaşlarımız biraz daha az görünür olacaklar ama hayatın aktığı yer sokaklar, meydanlar, fabrikalar, kent sürgünlerinin yanında olacağız" diye konuştu. 

'Birlikte karar vereceğiz'

Önder, "Yerel seçim stratejiniz ne olacak. Hangi sloganla halka gideceksiniz?" sorusuna şu yanıtı verdi: "'Bu daha başlangıç' diyeceğiz. Esas olarak bu yerel seçim kampanyası kongreden sonra ete kemiğe bürünecek. Bizim diğer sistem partilerinden en önemli ayrılığımız şu: Birlikte karar vereceğiz. Bu ilkelerin belirlenmesinden tutun, adayların belirlenmesine kadar hatta onu da aşarak kent iktidarını aldığımız yerlerde kentin yönetilmesi meselesinde de altın kavramımız 'birlikte yapmak' olacak. Demokratik özerklik tezimizin kent yönetimi pratiğine dair kristalize edilmiş en yoğun ifadesi birlikte yapmaktır."

Konferans bileşenleri paydaş
Ankara'da yapılan Barış ve Demokrasi Konferansı'nı hatırlatarak, konferansa katılımı "belki de bu topraklarda gerçekleşmiş en geniş katılımdı" diyen Önder, yerel yönetim seçim sürecine ilişkin karar alma sürecinde Ankara konferansının bileşenlerini temel alacaklarının altını çizdi. Önder, "HDP bileşenleri ile de sınırlı kalmayacak yani. Eğer bunu pratiğe dönüştürebilirsek önümüzde daha girmeden kazanılmış bir seçim var" diye belirtti. 
Gezi direnişine işaret ederek, "Halihazırda Gezi direnişinin tüm paydaşları şu an kent yönetiminin ortağıdır. İşte yaptırmadık. Geri adım arttırdık. Halk isterse bu nobran, rant bazlı yönetim anlayışına dur diyebileceğini gördü" diyen Önder, şöyle devam etti: "Örgütlü bir kent muhalefetinin muazzam bir geliştirici karakteri vardır. Bunu gördük. Bu ruh bu uyanış ve farkındalık, 'istersek biz bunu yaptırtmayabiliyormuşuz' keşfi bu başka konularda da geri adım attıracak. Yerel seçim bu konudaki irade beyanının gücünü göstermesi açısından önemli bir turnusol olacaktır." 

Seçim referandum olacak
HDP'nin seçimlerden güçlü bir sonuçla çıkmasının barış sürecine de etkisi olacağını ifade eden Önder, şöyle konuştu: "Bu seçim sadece kent yönetimlerini belirleme seçimi değildir. Anadil hakkı konusunda bir referandum olarak da bakabiliriz. Anadil bunlardan sadece birisi. Çözüm süreci adil, eşit, onurlu bir barış konusunda da bir referandum sayılabilir. Bu sebeple bizler açısından yerel seçim özelliğinin çok daha üzerinde anlamlar ifade ediyor. Haklar özgürlükler ve barış konusunda temsiliyet kiminmiş bunu belirleme anlamında da bir irade beyanı işlevi görecektir. Bir tek oyun bu kadar önemli olacağı bir seçim olmamıştır bence."

HDP direnişi sürdürecek
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın "Mahir'den devraldığım emaneti HDP'ye devrediyorum" açıklamasıyla ilgili düşüncesi sorulan Önder, kastedilenin "direniş geleneği" olduğunu ifade ederek, şöyle konuştu: "Sayın Öcalan bir Türkiye partisi olunamazsa yüzde 5-10 oy oranı bandında kalınabileceğini bunun da hiçbir kazanımı kalıcı hale dönüştüremeyeceğini, hem tarihsel olarak anlatıyordu hem de felsefi olarak değerlendiriyordu. Bu anlamda 'yüzde 20-30 bandı bizler için hayal değildir. Bunu gerçekleştiremezseniz sizde eksiklik vardır' vurgusunu da yapıyordu. Mahirlerin emaneti bilincinin onun zihninde çok yer ettiğini bu vesile ile gördüm. HDP yapısının bileşenleri hep kimliklerini direnişten alan yapılar. Bu direniş geleneğini günün özgün şartlarına endeksleyerek, çok daha görünür ve belirleyici bir duruma getirmek zorundayız."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder