Gökhan Nazlı Sendika Org
“Kabak tadı vermeye başladı”, “Bu iş böyle uzayıp gidecek gibi”, “Çok tekrar var”… Eğer bu sözler evlerde duyulmaya başlandıysa “süreç dizisi” reyting kaybediyor demektir. Aylardır herkes bu diziyi izliyor. Bu aralar yayında başka dizi yok zaten. İddialı bir prodüksiyon hazırlanmış ve herkese izletmek için tüm diğer diziler yayından kaldırılmış sanki.
“Kabak tadı vermeye başladı”, “Bu iş böyle uzayıp gidecek gibi”, “Çok tekrar var”… Eğer bu sözler evlerde duyulmaya başlandıysa “süreç dizisi” reyting kaybediyor demektir. Aylardır herkes bu diziyi izliyor. Bu aralar yayında başka dizi yok zaten. İddialı bir prodüksiyon hazırlanmış ve herkese izletmek için tüm diğer diziler yayından kaldırılmış sanki.
AKP’nin insafına kalmış “barış süreci” ancak bir televizyon dizisi çapında olabiliyor. Bir toplumsal katılım ve kardeşleşmeden çok kendini izlettirmeye dönük bir “seçim kampanyası” formatına sıkışıp kalıyor. İnsanların kendilerinden bir şeyler bulabildikleri, bu nedenle beklentiyle izledikleri ancak gerçek yaşamlarına hiç değmeyen ve hayat düzeninde hiç de değiştirici tesiri olmayan bir siyasal mühendislik projesi olarak yürütülüyor süreç.
En önemlisi de yapımcının elinde hazır bir senaryo yok. Sürecin içinde sürekli öne çıkarılan bir “iyi adam” var. Ancak bu “iyi adam”ın ve genel olarak sürecin izlenirliğine göre değişen bir senaryo yapısı söz konusu. İlk reyting ölçümlerinden iyi sonuç alınamadığından mıdır nedir, “iyi adam” bir anda duraksadı. Kendine yeni yol arkadaşları bulmak adına yapılan meclis komisyonu ve akil insanlar adımı hiç de yol haritasının gereği olarak gözükmüyor. daha çok şu ‘görüşme’ mevzunun siyaseten ortaya çıkardığı maliyeti etrafındakilere pay etme girişimine benziyor. “Silahsız çıkılsın” uyanıklığı, sivil toplumunun “akil insanları” ve anayasa önerisindeki “Türk milleti ve başkan” ifadeleri barışa doğru ilerlenildiği değil tam aksine “el frenini çekildiği” algısı yaratıyor.
Çoğunluk kesim çok mühim görmese de “seçim iklimi” yaratmak iktidarın temel amaçlarından birisi. Tüm ülke sathına yayılan iyimserlik havasının ve kamuoyu araştırmalarına göre oluşturulan rollerin başka da bir izahı yok. Yaklaşan seçimler, bu süreci iktidar açısından vazgeçilmez kılıyor ve seçimler tamamlana kadarda bu dizi izlettirilecek.
İktidar tarafından amaçlaştırılan diğer bir şey de “terörü sonlandırmak”, diğer bir ifadeyle “terör sorununu çözmek”. Üzerine basa basa bu vurgulanıyor. Sürece Kürt hareketinin de dahil edilmesi, iktidara bu amaç yolunda bulunmaz imkanlar sunuyor. Çünkü Kürt sorununu PKK’yi teslim almak suretiyle bitirmek Türk siyasetinin her zaman en temel gayesi ve vaadi olmuştur. Vaktiyle Tansu Çiller ve Mehmet Ağar gibi siyasal şahsiyetlerin varlık sebebi ve Abdullah Öcalan’ın Türkiye’ye teslim edilmesiyle yükselişe geçen Ecevit ve MHP oylarının arka planı hep bu vaade dayanmaktadır. Sürecin ısrarla “terörün halli” eksenine oturtulması bu sebepledir.
Türk seçmen kitlesine “terörün yenilmesi” olarak pazarlanan sürecin Kürt tarafını dahilde tutmak için kullandığı vaat de “kuruluş”tur. Türkiye toplumunun hem bıkkınlıklarına hem de özlemlerine karşılık gelen bu amaç önemli bir fragman teması olarak kullanılmaktadır. Kuşkusuz bu siyasal bir egemenlik düzeni açısından risktir. Toplumsallaşıp kontrol edilemez bir talebe dönüşmesinin panzehiri de yeninin başka bir Türk egemenliğine referansla tariflenmesidir.
Osmanlı’nın ihyası tam da burada devreye girmektedir. Osmanlı Kürt halkının statü talebini soğurmak, İslamileştirmek ve sultani bir diktatörlüğü sağlamak gibi 3 esaslı amacı karşılayan bir siyaset olarak toplumsallaştırılmaktadır. Kürt hareketinin sürece katılması ve Osmanlı söylemine eşlik etmesi de bu toplumsal-siyasal hegemonyadan ileri gelmektedir. Önünde başka bir çözüm seçeneği olmayan siyasal öznelerin, sürece ümitsizce tevessül etmesi ve bu yolu uygunlaştırmak gibi siyasal misyonlar üslenmesi bu somut şartlar nedeniyledir. Türkiye solunda türeyen liberal ve sosyal şoven eğilimler de bu çerçevede değerlendirilmelidir.
Osmanlı projesinin modern zamanlarda mümkünlüğünü ve yahut da bölgesel şartların ne derece müsaade edeceğini tartışmaktan evvel bir siyasal program olarak ağırlığını teslim etmek ve Osmanlı üzerine yandaş/karşıt anlatılardan çok başka bir siyasal-toplumsal düzen fikri geliştirmenin daha önemli olduğunu anlamak gerekiyor.
Soldan geliştirilecek bir ülke tasavvurun önünde yığınla engel olduğu malum. Özellikle de süreçle ilgili “pozisyon belirleyememek” ve “yanlış yerde durmak” gibi aktüel handikaplar da gittikçe fazlalaşıyor. O nedenle ;
1-Sürece dahiliyeti sebebiyle kızmak ve araya “ruh başkalığı” sokmak yerine Kürt hareketinin “sürecin ruhuna” kapılmasını engelleyecek bir toplumsal muhalefet desteği oluşturmak şarttır.
2-Müzakere sürecinin dayandığı, kimliklere bölünmüş toplum gerçeğinin dışında emeğin birleştirici gücünü esas alan ve tüm mustazaf kimliklere de hitap edebilen sol siyasal bir program ihtiyacını karşılayacak adımlar atılmasının zamanı gelmiştir.
3- Kürt hareketini toplumsal bir devrimin müttefiki olarak tutacak ve iktidar programına eklemlenmeleri engelleyecek soldan bir pozisyon ancak bu kabullerle oluşturulabilir ve bu hareket hattı için elbirliği yapmak zaruridir.
Kuşkusuz bu rolü süreç dizisinin senaryosuna yerleştirmek mümkün değil…. Diziler evde izlenir. Kahvede öyle göz ucuyla bakılır. Diziyi kadının ve erkeğin dikkatini çekecek tek şey sokaktan gelen seslerdir. Pencereyi açtığında bir isyan görürse artık başka bir hayat daha var demektir ve o hayat onun için çok daha sahicidir.
Dosya: Kürt sorunu, süreç ve sol
- Seyirci değil tarafız; Kürt halkının yanında, AKP’nin karşısındayız –Aktüel Gündem
- Halkevleri’nden Newroz mesajı: “Süreç”te aktif bir taraf olacağız!
- “Süreç”te ulusalcı-liberal saflaşma ve sosyalistlerin tutumu –Ali Ergin Demirhan
- Abdullah Öcalan’ın Newroz mesajının tam metni: “Bu son değil, yeni bir başlangıçtır”
- Öcalan Newroz’u –Ferda Koç
- Çatışmanın en uç noktasında en ileri inisiyatifleri almak -Aktüel Gündem
- Kürdistan, Anadolu ve Ortadoğu’da yeni bir çağ başlamıştır – Hüseyin Ali (Özgür Gündem)
- Basında Diyarbakır Newroz’u ve Öcalan’ın mektubu
- Selahattin Demirtaş: Parlamento yasa çıkarmakla barış kararı almış olur (ANF)
- Kürt işçisi de çözüm istiyor –Ferda Koç
- Barışıyoruz, o halde susun – Özgür Babaoğulları
- PKK’den ateşkes kararı… Ya AKP’nin kararı? – Dr. Mustafa Peköz
- Tarihi bir Newroz! – İhsan Çaralan (Evrensel)
- Tarihi adım, barış ve demokrasi – Nuray Mert (BirGün)
- İlhan Cihaner: ‘Çözüm istememek, ahlaktan kopmak, insanlıktan çıkmaktır’ – İrfan Aktan (Bianet)
- Karayılan ateşkes ilan etti: Savaşa da barışa da hazırız
- CHP çözümün parçası olacak mı? – Ahmet Saymadi (Bianet)
- Kürd milliyetçileri sürecin neresinde? – Murat Çakır (Özgür Gündem)
- BDP’nin sürece dair temenni ve şikâyetleri – Kadri Gürsel (Milliyet)
- Sadece Kürtlere olmaz, Türkiye’ye yeni statü – Mustafa Sönmez (Mustafasonmez.net)
- Newroz’da Kürtler için yeni bir süreç başlar mı? – Dr. Mustafa Peköz
- Şimdi sıra CHP’de mi? – Ertuğrul Kürkçü (Özgür Gündem)
- Devleti ve AKP’yi değiştirmek için çözüm çabası yürütülmektedir – Hüseyin Ali (Özgür Gündem)
- CHP, Kürt fobisini yenerse, büyür – Mustafa Sönmez (Mustafasonmez.net)
- Kürtlerde çözüm, devlette çözümsüzlük -Dr. Mustafa Peköz
- Kürt hareketi Faust olur mu? – E. Atilla Aytekin (soL)
- İki tehlikeli belirti, ‘bir’ Newroz testi – Veysi Sarısözen (Özgür Gündem)
- ‘Kürtler’ CHP’yi beklemez – Kadri Gürsel (Milliyet)
- Murat Karayılan ile Kandil’de 5,5 saat –Hasan Cemal’in röportajı (T24)
- Süreç, hakikatler, lobiler – Yetvart Danzikyan (Radikal)
- Kürt dostlarımızdan ne bekleriz? – Mustafa Sönmez (Yurt)
- Ne gerisinde ne karşısında – Oğuzhan Müftüoğlu (Muhalefet.org)
- Bir çözümleme çerçevesi: Devrim-Karşı Devrim – Gökhan Nazlı
- ‘Hassas dönem’ için gözlemler ve saptamalar – Metin Çulhaoğlu (soL)
- Ortak vatan ve demokratik uluslaşma çözümü – Hüseyin Ali (Özgür Gündem)
- Tükenişten serüvene AKP rejimi (2) – Mustafa Sönmez (Yurt)
- Yoksa sen barışa karşı mısın? – Onur Aksoy
- Barış yoldaşlığı – Yavuz Önen (Bianet)
- Otoriter ‘barış süreci’ tecrübemiz – Nihal Kemaloğlu (Akşam)
- Yeni dönemde HDK’nin misyonu – Şaban İba (Özgür Gündem)
- Zübeyir Aydar: ‘Umutlar solmasın’ – Murat Yetkin (Radikal)
- Murat Karayılan’ın Anayurda dönüşü – Ege Cansen (Hürriyet)
- Toprak ve emek kardeşliği: Tehlikeli konjonktürden halkçı-barışçı çıkış için – Haluk Yurtsever (Cumhuriyet)
- ABD-İsrail-Türkiye bağlaşması – Taylan Ayrılmaz
- Çözüm anahtarı meclistir – Hüseyin Ali (Özgür Gündem)
- Başbakan ‘tıkaç’ komisyonu istiyor – Türey Köse’nin İsmail Beşikçi ile söyleşisi (Cumhuriyet)
- Tuzaktan sakınmak – Metin Çulhaoğlu (soL)
- İstisna hali – Mustafa Özcan
- Cemil Bayık: “Gerilla yasal güvenceyi görmeden tek bir adım geri atamaz” (ANF)
- İki ‘tatsız’ [g]erçek üzerine bir not… – Ergin Yıldızoğlu (Cumhuriyet)
- Akil İnsanlar: Berktay memnun, Doğan kızgın – Ragıp Duran (Birdirbir.org)
- En güzel süreç devrimci süreç – Veysi Sarısözen (Özgür Gündem)
- Siyaset dünyası, kahve dünyası – Ferda Koç
- AKP süreci zora sokuyor -Erdal Er (ANF)
- Erdoğan’ın Öcalan’a yanıtı zayıf kaldı – Cahit Mervan (ANF)
- Gün kaygıyla hareket etme günü değildir – Hüseyin Ali (Özgür Gündem)
- Hep mi defans, sol kanat !.. – Mustafa Sönmez (Yurt)
- ‘Çekilme’nin PKK’daki karşılığını bilelim –Ezgi Başaran (Radikal)
- ‘Süreç’ açısından anayasa taslakları –Cengiz Çandar (Radikal)
- Çok dilli bir yeniden kuruluş: TC’yi savunarak değil AŞ’ye direnerek – Umar Karatepe
- Aydın Çubukçu: Demokrasi samimiyete değil mecburiyete bağlıdır (Evrensel)
- Selahattin Demirtaş: Bu bir mücadele sürecidir (Yeniozgurpolitika.com)
- Süreç ve sol – Gökhan Nazlı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder