İBRAHİM öZKURT
Krizdeki Yunanistan VIO.ME fabrikasındaki
işçilerden mesaj var, yoksa devrim hala mümkün mü?
1789 da
Fransız baldırı çıplaklarının önceden kurdukları Halk Meclisleri ve
çeşitli seksiyonları vasıtası ile başlattıkları isyan devrimleşir ve
Jakobenlerin iktidarı ile ilk evresini yaşar. Ne var ki, Baldırı Çıplakların
oldukça radikal arayış, istem ve talepleri, iktidarı ele geçiren Jakobenlerce
yerine getirilmez.
Aradan dört yıl geçer. Paris'in Baldırı Çıplakları, bu kez 1793’te Jakoben iktidara karşı isyan ateşini yeniden alevlendirirler. Ne var ki Jakoben iktidar, bu yeni isyanı askeri güçle ezip geçer ve Paris varoşlarını kan gölüne çevirir.
Yıl 1917. Aylardan Şubat. Bu kez İsyan ateşi Rusya'da alevlenir. Önceden “Sovyetler” adı altında fabrikalarda, yoksul semtlerde ve mahallelerde son derece düzenli bir tarzda kurup işlettikleri örgütleri kanalı ile işçiler Petrograd'da başlatırlar isyanı. Askeri garnizonun da isyana katılımı ile devrimin ilk ayağı Kerenskiy'nin iktidara geçirilmesi ile sonuçlanır. Devrim tamamlanmamıştır. Aylardan Ekim. Bu kez isyan süresince hızla örgütlenen Bolşeviklerin öncülüğünde devam eden isyan ateşi devrimle sonuçlanır. Ve Kerenskiy iktidarı bırakmak zorunda kalır.
Aradan dört yıl geçer. Yıl 1921. İşçi-Köylü-Asker Sovyetlerinin beklenti ve istekleri, Bolşeviklerce gerçekleştirilmeyince, tıpkı Fransa'da olduğu gibi isyan, bu kez Kronstadt denizcileri ile yeniden başlatılır. Bir kez daha iktidar, eline geçirdiği devlet aygıtını kullanarak gereğini yapar. Bastırır isyanı. İktidar, artık tek başına Bolşeviklerin elindedir. Tek parti rejimi şeklinde 70 küsur yıl sürer ve çöker.
Yıl 2011. Hiç kimsenin beklemediği bir yerde, bu kez Tunus'ta isyan başlar. Yerine seçimle yeni bir iktidar oturur. Bir yıl sonra Mısır'da, Tunus'tan daha kararlı ve yoğun bir isyan baş gösterir. Ne tesadüftür ki, bu kez ne Tunus'ta ve ne de Mısır'da yeni iktidarlar isyancıların istek ve taleplerini yerine getirmezler. Bu kez emperyalist devletlerin de desteği ile önceki yıkılan iktidarlardan daha da baskıcı uygulamalara girer yeni iktidarlar. İsyancılar, dört yıl bekleyemezler. Tunus'ta iki, Mısır'da bir yıl geçmiştir ki: yeniden alevlenir isyan ateşi. İsyan ateşi bu, sönmez. İnsanlık özgürleşene kadar da söz konusu ateş, hiç sönmeyecek.
Geçen
ay, Özgür Gündem gazetesinde bir haber, yayınlandı: Yunanistan'da Vio.Me
fabrikası işçileri, fabrikayı işgal ederek yönetmeye başlar ve şu mesajı
iletirler. Duymak isteyenlere elbette....
"İşçileri, işsizleri ve krizden etkilenen herkesi doğrudan demokratik prosedürlerle ve bürokratlar olmaksızın mücadeleye katılmaya ve kendi iş yerlerinde kendi kavgalarını örgütlemeye çağırıyoruz".
İşçilerin, işsizlerin ve krizden etkilenen herkesin yaşam ve çalışma alanlarında (Yunanistanlı işçilerin dediği gibi) doğrudan demokratik prosedürlerle örgütlenmesi fikri heyecan verici. Böyle bir örnek başarıya ulaşabilirse, öylesine örgütler örülebilir ki: ilk hedefleri yerel yönetimleri halkın öz yönetimine geçirmek ve bölgesel/evrensel koordinasyon ağları kurarak; bir yandan fabrikaları ve tarlaları halkın öz yönetimine geçirirken, bir yandan da, anamalcı merkezi devlet aygıtını ortadan kaldırmaya yönelik çalışma ve mücadeleyi hedefleyen… Böylece geçmişte yaşananlar yaşanmasın; devrimler, iktidar olup devleti ele geçiren partilerle yıkılmasın.
İbrahim
Özkurt/Emekli İşçi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder