30/09/2011
Küba Cumhuriyeti 25 Ekim günü, Birleşmiş Milletler Genel Kuruluna, Amerika Birleşik Devletleri hükümetinin adamıza 50 yılı aşkındır uyguladığı ablukanın zalim politikasını mahkum eden bir karar tasarısı sunacaktır.
Bu sefer, bu karar tasarısının en üst düzey Uluslararası Örgüte sunulacağı 20. kez olacaktır ve hiç şüphesiz, son on yıldır olduğu gibi, Amerikan yönetiminin, sadece kendi kaderini tayin etme suçundan ötürü tüm bir halkı kısıtlamalara ve ihtiyaçlarını karşılamamaya mahkum etme kararını Birleşmiş Milletler topluluğunun ezici bir çoğunluğunun kabul etmediğini, bu seferde gösterecektir.
Geçen yıl BM’ye üye 187 ülke Amerika Birleşik Devletlerin ülkemize uyguladığı ekonomik, ticari ve mali ablukaya son verilmesini talep eden Küba’nın karar tasarısını desteklerken, Amerikan hükümeti bir kez daha, sadece Gazze Şeridinde Filistin halkına soykırım politikası uygulayan diğer bir ülke İsrail’in desteğini alarak yapayalnız kalmıştır.
Emperyal gücü, bu tür bir politikayı Küba halkının, hatta söz konusu kanunların kapsamı neticesinde bu durumdan birebir etkilenen en yakın mütteffiklerinin büyük bir çoğunluğunun en temel haklarını ihlal eden ve akıl dışı olarak görenlerin taleplerini duymasını engelmektedir.
Mevcut Amerikan yönetiminin Başkanı Barack Obama, olumlu bazı kararlar almış olsa da bunların yetersiz kaldığını belirtmekte fayda vardır, çünkü Küba’ya uygulanan abluka politikasını içeren kanunlar ve düzenlemelerin bütününde hiçbir şey değişmemiştir. Aksine dünya genelinde Küba’nın tüm ticari işlemlerinin takip edilmesini de içererek daha etkin bir şekilde uygulanması için tesis edilen idari ve siyasi mekanizmalar daha da güçlendirilmiştir.
Amerika Birleşik Devletleri hükümetinin Küba’ya uyguladığı ekonomik kuşatma politikası neticesinde, Aralık 2010 tarihine kadar ve hesaplamalarda oldukça tutucu davranılarak, ülkem cari fiyatlarla 104 milyar dolara varan, bir ekonomik zarara uğramıştır. 2010 yılı boyunca doların altın karşısındaki sürekli devalüasyonu da göz önünde bulundurulursa, bu zarar 975 milyar dolara yükselmektedir.
Küba’ya uygulanan Amerikan ablukası, derhal son verilmesi için uluslararası topluluğun, özellikle de Birleşmiş Milletlerin, ısrarlı talebine rağmen hâlâ sürdürülmekte ve daha da ağırlaştırılmaktadır.
Diğer her egemen ulus gibi kendini geliştirmek üzere başvurduğu hukuku bilen Küba halkı, tüm dünyada insan haklarının ve demokrasinin savunucusu olarak kendini tanımlayan bir ülke tarafından defalarce ihlal edilen uluslararası yasaların uygulanmasını ve adil olunmasını talep ederek, mücadelesine devam edecektir.
Önümüzdeki BM Genel Kurulunda erişeceğimizden emin olduğumuz ezici destek, kıyılarının birkaç mil ötesinde bağımsız ve özgür bir Küba’yla beraber yaşamaya razı olmayan bir ülkenin hegemonyası ve hakimiyeti itibariyle uygulanan bu gayrıahlaki politikayı yıkmak görevinde yeni bir güç anlamına gelecektir.
Jorge Quesada Concepción
Küba Cumhuriyeti Büyükelçisi
alisafo@freenet.de imzası ile Yolcular devrim yolunda yasışma grubunda 30709/2011 tarihinde yayınlanmıştır.
Küba Cumhuriyeti 25 Ekim günü, Birleşmiş Milletler Genel Kuruluna, Amerika Birleşik Devletleri hükümetinin adamıza 50 yılı aşkındır uyguladığı ablukanın zalim politikasını mahkum eden bir karar tasarısı sunacaktır.
Bu sefer, bu karar tasarısının en üst düzey Uluslararası Örgüte sunulacağı 20. kez olacaktır ve hiç şüphesiz, son on yıldır olduğu gibi, Amerikan yönetiminin, sadece kendi kaderini tayin etme suçundan ötürü tüm bir halkı kısıtlamalara ve ihtiyaçlarını karşılamamaya mahkum etme kararını Birleşmiş Milletler topluluğunun ezici bir çoğunluğunun kabul etmediğini, bu seferde gösterecektir.
Geçen yıl BM’ye üye 187 ülke Amerika Birleşik Devletlerin ülkemize uyguladığı ekonomik, ticari ve mali ablukaya son verilmesini talep eden Küba’nın karar tasarısını desteklerken, Amerikan hükümeti bir kez daha, sadece Gazze Şeridinde Filistin halkına soykırım politikası uygulayan diğer bir ülke İsrail’in desteğini alarak yapayalnız kalmıştır.
Emperyal gücü, bu tür bir politikayı Küba halkının, hatta söz konusu kanunların kapsamı neticesinde bu durumdan birebir etkilenen en yakın mütteffiklerinin büyük bir çoğunluğunun en temel haklarını ihlal eden ve akıl dışı olarak görenlerin taleplerini duymasını engelmektedir.
Mevcut Amerikan yönetiminin Başkanı Barack Obama, olumlu bazı kararlar almış olsa da bunların yetersiz kaldığını belirtmekte fayda vardır, çünkü Küba’ya uygulanan abluka politikasını içeren kanunlar ve düzenlemelerin bütününde hiçbir şey değişmemiştir. Aksine dünya genelinde Küba’nın tüm ticari işlemlerinin takip edilmesini de içererek daha etkin bir şekilde uygulanması için tesis edilen idari ve siyasi mekanizmalar daha da güçlendirilmiştir.
Amerika Birleşik Devletleri hükümetinin Küba’ya uyguladığı ekonomik kuşatma politikası neticesinde, Aralık 2010 tarihine kadar ve hesaplamalarda oldukça tutucu davranılarak, ülkem cari fiyatlarla 104 milyar dolara varan, bir ekonomik zarara uğramıştır. 2010 yılı boyunca doların altın karşısındaki sürekli devalüasyonu da göz önünde bulundurulursa, bu zarar 975 milyar dolara yükselmektedir.
Küba’ya uygulanan Amerikan ablukası, derhal son verilmesi için uluslararası topluluğun, özellikle de Birleşmiş Milletlerin, ısrarlı talebine rağmen hâlâ sürdürülmekte ve daha da ağırlaştırılmaktadır.
Diğer her egemen ulus gibi kendini geliştirmek üzere başvurduğu hukuku bilen Küba halkı, tüm dünyada insan haklarının ve demokrasinin savunucusu olarak kendini tanımlayan bir ülke tarafından defalarce ihlal edilen uluslararası yasaların uygulanmasını ve adil olunmasını talep ederek, mücadelesine devam edecektir.
Önümüzdeki BM Genel Kurulunda erişeceğimizden emin olduğumuz ezici destek, kıyılarının birkaç mil ötesinde bağımsız ve özgür bir Küba’yla beraber yaşamaya razı olmayan bir ülkenin hegemonyası ve hakimiyeti itibariyle uygulanan bu gayrıahlaki politikayı yıkmak görevinde yeni bir güç anlamına gelecektir.
Jorge Quesada Concepción
Küba Cumhuriyeti Büyükelçisi
alisafo@freenet.de imzası ile Yolcular devrim yolunda yasışma grubunda 30709/2011 tarihinde yayınlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder