BURAK ÖZ/BİRGÜN 1009/2011 Birgün
Yeni iletişim teknolojilerinin hızlı gelişimi sınıfsal mücadele ve örgütlülük konusunda günümüzde büyük sıkıntılar içerisinde olan emek örgütlerini değişime zorluyor. Bu süreçte hemen hemen herkes emek örgütlerinin internet teknolojisini, uluslarası ilişkileri daha etkin kullanması konusunda hem fikir durumda bulunuyor. Ancak diğer yandan da sendikaların örgütlenme biçimleri konusunda ciddi tartışmalar yürütülüyor. Tartışmalarda, internet sendikacılığı yaklaşımlarını savunanlar, emek örgütlerinin yok olmamak için yeni topluma ve bilgisayar teknolojisine uyumlanması gerektiğini vurguluyor ve emek örgütlerinin kökten bir değişikliğe gitmesi gerektiğini savunuyor. Bu yaklaşımlara tepki duyanlar ise sendikaların sınıf örgütü olduğunun internet sendikacılığı yaklaşımlarıyla gölgelendiğini iddia ederek, teknolojik gelişimin piyasanın ihtiyaçlarına göre belirlendiğini ve teknolojinin toplumun kendi iktidar yapısını ürettiği değerlendirmelerinde bulunuyor. Ayrıca bu yaklaşımı savunanlar da teknolojiden yararlanılması gerektiğini söylerken, ancak teknolojinin ve teknolojik değişimin mücadeleci sendikacılıkla etkilenmesi gerektiğini savunuyor.
Tan Kitabevi Yayınları'ndan çıkan Emek ve Teknoloji adlı kitabında, yeni iletişim teknolojilerinin sendikacılığa etkilerini inceleyen Gamze Yücesan-Özdemir bu tartışmalara ışık tuttu.
Gamze Yücesan-Özdemir'in kitabında E-sendika, sanal sendika, siber-sendika yaklaşımı özetle şu şekilde tanıtıldı:
E-SENDİKA
"E-sendika" yaklaşımı, "internet, her şeyi değiştiriyor" şiarından hareket etmekte. "E-sendika" yaklaşımının en önemli temsilcilerinden Darlington'a göre, "Sendikalar, bilgisayarları yalnızca bazı etkinliklere destek olmak amacıyla kullanmamalı; sendikalar, interneti tüm strateji ve amaçlarının merkezine almalı." Dolayısıyla, "E-sendika" yaklaşımı, yeni iletişim teknolojileri doğrultusunda yapısını ve işleyişini değiştiren sendikaların, üyeleriyle, diğer sendikalarla ve kamuoyuyla ilişkilerini geliştirme, üyelerinin haklarını koruma ve geliştirme, internet ağlarıyla ulusal ve uluslararası alanda mevcut bilgi bankalarına bağlanma, yeni üyeleri örgütleme ve çalışma yaşamındaki değişim ve dönüşümleri takip etme konusunda etkinleşeceklerini vurgulamakta.
"E-sendika" yaklaşımı, e-postalar, web sayfaları, uzaktan eğitim modülleri ve video konferans olanakları ile yirmi birinci yüzyılın sendikacılık hareketi. "E-sendika" yaklaşımına göre, sendikalar, tüm iç yazışma ve haberleşmelerini elektronik ortama taşımalı. Sendikalar, dış iletişim ve haberleşmelerini web siteleri eliyle yürütmeli. Web siteleri, içerdikleri bilgi ve bağlantılarla ve sundukları karşılıklı etkileşim platformları ile sendikaların dış dünyayla kurdukları ilişkide en önemli "vitrin"leri olmalı. Sendikalar üyelerle ilişkilerini de elektronik ortama taşımak durumunda. E-üyelik için gerekli düzenlemeler yapılmalı. Sendikaların, yürüttüğü konferanslar, toplantılarla ilgili tüm yazışmalar ve haberleşmeler elektronik ortama aktarılmalı. Toplu iş sözleşmesi süreçleri de elektronik ortamda yürütülmeli. En yakın zamanda da "e-oylama" sürecine geçilmeli. Sendikal eğitim, "e-eğitim" olarak, elektronik ortama aktarılmalı. "E-eğitim", birçok sendika üyesinin zahmetsiz ve maliyetsiz eğitime ulaşma imkanı demek olacak. Sendikalar, uluslararası örgütler ve sendikalarla iletişim noktasında, hiç bu kadar maliyetsiz ve hızlı bir imkana sahip olmamışlardı, dolayısıyla, yeni iletişim teknolojileri, uluslararası tüm sürecin temel aktörü olmalı.
SANAL SENDİKA
"Sanal sendika" ise, belki de "e-sendika"nın da sonrasındaki bir aşama. "Sanal sendika", çokuluslu şirketlerin farklı ülkelerde¬ki işletmelerinde veya çok uluslu şirketin farklı ülkelerdeki yerel ortaklıklarında örgütlü farklı sendikalar yerine, bir sendikaya ulaşma hedefi. Zaman ve mekan farklılıkları, bu tür bir sendikayı "sanal sendika" olarak var etmenin koşullarını yaratmakta.
SİBER SENDİKA
Birçok yerde, "e-sendika" ve "sanal sendika" yaklaşımları ile birlikte anılan "siber-sendika" yaklaşımının farkı ise internet eylemciliği ile geleneksel örgütlenme stratejilerini birleştirme yaklaşımından gelmekte. "E-sendika" ve "sanal sendika" yaklaşımlarının, interneti tek ve asıl değiştirici güç olarak konumlandırmasının aksine; "siber-sendika" yaklaşımı, geleneksel örgütlenme stratejileri ile internetin sağladığı yeni olanaklarının birleştirilmesini, diğer bir deyişle, internetin, iktisadi, siyasi ve toplumsal eylemliliğin bir parçası olduğunda en yararlı olabileceğini söylemekte.
"Siber-sendika" yaklaşımının en önemli temsilcisi Shostak , sendikal anlayışını şu şekilde tanımladı: "Siber-sendika', emeğin yeni yüzyıl için silahşorudur. Siber-sendika dört yeni araç kullanır: Fütürist olma (geleceğe yönelik bir perspektife sahip olma), yenilikçi olma, hizmeti önemseme ve gelenekçi olma (geçmişten gelen bağlılıklara ve taahhütlere sahip olma)”
BÜROKRASİ ÖNLENEBİLİR
E-sendika", "sanal sendika" ve "siber-sendika" yaklaşımları, ayrıca tüm sendikal faaliyetlerin internete aktarılması durumunda, varolan geleneksel, bürokratik, merkezi yapıların daha demokratik yapılara dönüşeceğini savlamakta.
SINIF ÖRGÜTÜ ANLAYIŞI GÖLGELENİYOR
İnternet sendikacılığı yaklaşımına tepki duyanlar ise sınıf sendikacılığının bu tür yaklaşımlarla gölgelendiği değerlendirmesinde bulunmakta. Kitapta bu yaklaşımın eleştirileri şu şekilde işlenmekte, “Sendikalar, en genel tanımıyla, işçi sınıfının ekonomik, siyasal ve kültürel haklarını korumak ve geliştirmek amacıyla uzun yıllar süren mücadeleler sonucunda ortaya çıkmış toplumsal örgütlenmelerdir. Sendikaların bir sınıf örgütü olduğuna dair sosyal gerçekliğin, "e-sendika", "siber-sendika" ve "sanal sendika" gibi kavramlarla gölgelenmesi tehlikesi bulunmakta. Bu kavramlarla, sendikaların kapitalist toplum yapılanması ve bu toplum yapılanması içindeki sınıfsal mücadelenin tarafı olduğu gerçekliği de gölgelenmekte. Burada önemli olan duruş noktası, sendikaların sınıflar arasındaki mücadelede büyük bir önem taşıdığı.”
TEKNOLOJİ İKTİDARI YANSITIYOR
Kitapta, E sendikacılık yaklaşımını eleştirenler, teknolojinin en üst seviyede kullanılmasını savunurken ayrıca şu uyarıyı da yapmakta, “Sınıfsal bir mücadele örgütü olan sendikaların, teknoloji ile girecekleri ilişki için belirtilmesi gereken en önemli nokta, teknolojinin yalnızca bir toplumun kendi iktidar yapısını ürettiği ve yeniden ürettiği fiziksel araçları değil bir toplumsal yapıyı yansıttığıdır. Dolayısıyla, mücadelede kullanılacak teknolojinin, içinde yaşanılan kapitalist toplumun güç dağılımı ve toplumsal denetimin işleyişi ile ilgili olduğu unutulmamalı. Sendikaların mücadelelerinde kullanacakları yeni iletişim teknolojilerinin yatırım ve gelişme süreçleri mevcut toplumsal ve ekonomik ilişkiler çerçevesinde geliştirilmeli.”
İDEOLOJİYE GÖRE GELİŞİM
Kitapta ayrıca teknolojinin aidiyetine dikkat çekilmekte, “Teknoloji, üretiminden tüketimine kadar olan tüm süreçlerde toplumsal ilişkiler tarafından biçimlenen bir mücadele alanıdır. Teknoloji, üretim ilişkileri içinde iki ayrı bağlamda belirlenir. İlki tasarım, ikincisi ise uygulama aşamasıdır. Tasarım aşamasını, karar verme gücünü elinde bulunduranlar ve onların ideolojisi belirler. Uygulama aşaması ise, tasarımda hiçbir etkinliğe sahip olmayan emek için, uygun ve güçlü talepler geliştirerek, değiştirip, dönüştürebileceği bir mücadele alandır. Dolayısıyla, teknolojik gelişme, sermayenin kendi ekonomik, politik ve ideolojik çıkarlarına göre yönlendirilmekte ve kapitalist teknoloji bu çıkarlara göre biçimlenmektedir. Dolayısıyla, teknoloji taraflıdır. Tüm teknolojik pratikler de taraflıdır. Tam da bu noktada, teknolojiyi bir mücadele alanı ve aracı olarak kavramsallaştırmak gerekir.
Teknoloji, toplumsal yaşamın ve toplumsal ilişkilerin içinde şe¬killenir, yapılanır ve inşa edilir. Teknolojinin toplumsal etkilerinin yanı sıra, toplum yapısının teknoloji oluşumundaki rolü, yaygın olarak "teknolojinin toplumsal inşası"1 olarak adlandırılmaktadır. Teknolojinin toplumsal inşası yaklaşımı, günümüzdeki teknoloji ve toplum ilişkilerini, ta¬rihi, iktisadi, sosyal ve kültürel boyutları ile incelemek anlamını da taşımaktadır.”
İnternet sendikacılığını eleştirenler bunların dışında, "E-sendika", "siber-sendika" ve "sanal sendika" yaklaşımlarının benimsediği teknolojik belirleyici yaklaşım, teknoloji karşısında toplumu edilgen kıldığını savunuyor. İnternet sendikacılığı yaklaşımlarını, teknolojik değişimin nasıl etkileneceğine ya da nasıl şekillendirileceğine değil de, teknolojik değişime nasıl adapte olacağımıza odaklanmakla suçluyor.
Yazının aslı : http://www.birgun.net/workers_index.php?news_code=1315222654&year=2011&month=09&day=05
Yeni iletişim teknolojilerinin hızlı gelişimi sınıfsal mücadele ve örgütlülük konusunda günümüzde büyük sıkıntılar içerisinde olan emek örgütlerini değişime zorluyor. Bu süreçte hemen hemen herkes emek örgütlerinin internet teknolojisini, uluslarası ilişkileri daha etkin kullanması konusunda hem fikir durumda bulunuyor. Ancak diğer yandan da sendikaların örgütlenme biçimleri konusunda ciddi tartışmalar yürütülüyor. Tartışmalarda, internet sendikacılığı yaklaşımlarını savunanlar, emek örgütlerinin yok olmamak için yeni topluma ve bilgisayar teknolojisine uyumlanması gerektiğini vurguluyor ve emek örgütlerinin kökten bir değişikliğe gitmesi gerektiğini savunuyor. Bu yaklaşımlara tepki duyanlar ise sendikaların sınıf örgütü olduğunun internet sendikacılığı yaklaşımlarıyla gölgelendiğini iddia ederek, teknolojik gelişimin piyasanın ihtiyaçlarına göre belirlendiğini ve teknolojinin toplumun kendi iktidar yapısını ürettiği değerlendirmelerinde bulunuyor. Ayrıca bu yaklaşımı savunanlar da teknolojiden yararlanılması gerektiğini söylerken, ancak teknolojinin ve teknolojik değişimin mücadeleci sendikacılıkla etkilenmesi gerektiğini savunuyor.
Tan Kitabevi Yayınları'ndan çıkan Emek ve Teknoloji adlı kitabında, yeni iletişim teknolojilerinin sendikacılığa etkilerini inceleyen Gamze Yücesan-Özdemir bu tartışmalara ışık tuttu.
Gamze Yücesan-Özdemir'in kitabında E-sendika, sanal sendika, siber-sendika yaklaşımı özetle şu şekilde tanıtıldı:
E-SENDİKA
"E-sendika" yaklaşımı, "internet, her şeyi değiştiriyor" şiarından hareket etmekte. "E-sendika" yaklaşımının en önemli temsilcilerinden Darlington'a göre, "Sendikalar, bilgisayarları yalnızca bazı etkinliklere destek olmak amacıyla kullanmamalı; sendikalar, interneti tüm strateji ve amaçlarının merkezine almalı." Dolayısıyla, "E-sendika" yaklaşımı, yeni iletişim teknolojileri doğrultusunda yapısını ve işleyişini değiştiren sendikaların, üyeleriyle, diğer sendikalarla ve kamuoyuyla ilişkilerini geliştirme, üyelerinin haklarını koruma ve geliştirme, internet ağlarıyla ulusal ve uluslararası alanda mevcut bilgi bankalarına bağlanma, yeni üyeleri örgütleme ve çalışma yaşamındaki değişim ve dönüşümleri takip etme konusunda etkinleşeceklerini vurgulamakta.
"E-sendika" yaklaşımı, e-postalar, web sayfaları, uzaktan eğitim modülleri ve video konferans olanakları ile yirmi birinci yüzyılın sendikacılık hareketi. "E-sendika" yaklaşımına göre, sendikalar, tüm iç yazışma ve haberleşmelerini elektronik ortama taşımalı. Sendikalar, dış iletişim ve haberleşmelerini web siteleri eliyle yürütmeli. Web siteleri, içerdikleri bilgi ve bağlantılarla ve sundukları karşılıklı etkileşim platformları ile sendikaların dış dünyayla kurdukları ilişkide en önemli "vitrin"leri olmalı. Sendikalar üyelerle ilişkilerini de elektronik ortama taşımak durumunda. E-üyelik için gerekli düzenlemeler yapılmalı. Sendikaların, yürüttüğü konferanslar, toplantılarla ilgili tüm yazışmalar ve haberleşmeler elektronik ortama aktarılmalı. Toplu iş sözleşmesi süreçleri de elektronik ortamda yürütülmeli. En yakın zamanda da "e-oylama" sürecine geçilmeli. Sendikal eğitim, "e-eğitim" olarak, elektronik ortama aktarılmalı. "E-eğitim", birçok sendika üyesinin zahmetsiz ve maliyetsiz eğitime ulaşma imkanı demek olacak. Sendikalar, uluslararası örgütler ve sendikalarla iletişim noktasında, hiç bu kadar maliyetsiz ve hızlı bir imkana sahip olmamışlardı, dolayısıyla, yeni iletişim teknolojileri, uluslararası tüm sürecin temel aktörü olmalı.
SANAL SENDİKA
"Sanal sendika" ise, belki de "e-sendika"nın da sonrasındaki bir aşama. "Sanal sendika", çokuluslu şirketlerin farklı ülkelerde¬ki işletmelerinde veya çok uluslu şirketin farklı ülkelerdeki yerel ortaklıklarında örgütlü farklı sendikalar yerine, bir sendikaya ulaşma hedefi. Zaman ve mekan farklılıkları, bu tür bir sendikayı "sanal sendika" olarak var etmenin koşullarını yaratmakta.
SİBER SENDİKA
Birçok yerde, "e-sendika" ve "sanal sendika" yaklaşımları ile birlikte anılan "siber-sendika" yaklaşımının farkı ise internet eylemciliği ile geleneksel örgütlenme stratejilerini birleştirme yaklaşımından gelmekte. "E-sendika" ve "sanal sendika" yaklaşımlarının, interneti tek ve asıl değiştirici güç olarak konumlandırmasının aksine; "siber-sendika" yaklaşımı, geleneksel örgütlenme stratejileri ile internetin sağladığı yeni olanaklarının birleştirilmesini, diğer bir deyişle, internetin, iktisadi, siyasi ve toplumsal eylemliliğin bir parçası olduğunda en yararlı olabileceğini söylemekte.
"Siber-sendika" yaklaşımının en önemli temsilcisi Shostak , sendikal anlayışını şu şekilde tanımladı: "Siber-sendika', emeğin yeni yüzyıl için silahşorudur. Siber-sendika dört yeni araç kullanır: Fütürist olma (geleceğe yönelik bir perspektife sahip olma), yenilikçi olma, hizmeti önemseme ve gelenekçi olma (geçmişten gelen bağlılıklara ve taahhütlere sahip olma)”
BÜROKRASİ ÖNLENEBİLİR
E-sendika", "sanal sendika" ve "siber-sendika" yaklaşımları, ayrıca tüm sendikal faaliyetlerin internete aktarılması durumunda, varolan geleneksel, bürokratik, merkezi yapıların daha demokratik yapılara dönüşeceğini savlamakta.
SINIF ÖRGÜTÜ ANLAYIŞI GÖLGELENİYOR
İnternet sendikacılığı yaklaşımına tepki duyanlar ise sınıf sendikacılığının bu tür yaklaşımlarla gölgelendiği değerlendirmesinde bulunmakta. Kitapta bu yaklaşımın eleştirileri şu şekilde işlenmekte, “Sendikalar, en genel tanımıyla, işçi sınıfının ekonomik, siyasal ve kültürel haklarını korumak ve geliştirmek amacıyla uzun yıllar süren mücadeleler sonucunda ortaya çıkmış toplumsal örgütlenmelerdir. Sendikaların bir sınıf örgütü olduğuna dair sosyal gerçekliğin, "e-sendika", "siber-sendika" ve "sanal sendika" gibi kavramlarla gölgelenmesi tehlikesi bulunmakta. Bu kavramlarla, sendikaların kapitalist toplum yapılanması ve bu toplum yapılanması içindeki sınıfsal mücadelenin tarafı olduğu gerçekliği de gölgelenmekte. Burada önemli olan duruş noktası, sendikaların sınıflar arasındaki mücadelede büyük bir önem taşıdığı.”
TEKNOLOJİ İKTİDARI YANSITIYOR
Kitapta, E sendikacılık yaklaşımını eleştirenler, teknolojinin en üst seviyede kullanılmasını savunurken ayrıca şu uyarıyı da yapmakta, “Sınıfsal bir mücadele örgütü olan sendikaların, teknoloji ile girecekleri ilişki için belirtilmesi gereken en önemli nokta, teknolojinin yalnızca bir toplumun kendi iktidar yapısını ürettiği ve yeniden ürettiği fiziksel araçları değil bir toplumsal yapıyı yansıttığıdır. Dolayısıyla, mücadelede kullanılacak teknolojinin, içinde yaşanılan kapitalist toplumun güç dağılımı ve toplumsal denetimin işleyişi ile ilgili olduğu unutulmamalı. Sendikaların mücadelelerinde kullanacakları yeni iletişim teknolojilerinin yatırım ve gelişme süreçleri mevcut toplumsal ve ekonomik ilişkiler çerçevesinde geliştirilmeli.”
İDEOLOJİYE GÖRE GELİŞİM
Kitapta ayrıca teknolojinin aidiyetine dikkat çekilmekte, “Teknoloji, üretiminden tüketimine kadar olan tüm süreçlerde toplumsal ilişkiler tarafından biçimlenen bir mücadele alanıdır. Teknoloji, üretim ilişkileri içinde iki ayrı bağlamda belirlenir. İlki tasarım, ikincisi ise uygulama aşamasıdır. Tasarım aşamasını, karar verme gücünü elinde bulunduranlar ve onların ideolojisi belirler. Uygulama aşaması ise, tasarımda hiçbir etkinliğe sahip olmayan emek için, uygun ve güçlü talepler geliştirerek, değiştirip, dönüştürebileceği bir mücadele alandır. Dolayısıyla, teknolojik gelişme, sermayenin kendi ekonomik, politik ve ideolojik çıkarlarına göre yönlendirilmekte ve kapitalist teknoloji bu çıkarlara göre biçimlenmektedir. Dolayısıyla, teknoloji taraflıdır. Tüm teknolojik pratikler de taraflıdır. Tam da bu noktada, teknolojiyi bir mücadele alanı ve aracı olarak kavramsallaştırmak gerekir.
Teknoloji, toplumsal yaşamın ve toplumsal ilişkilerin içinde şe¬killenir, yapılanır ve inşa edilir. Teknolojinin toplumsal etkilerinin yanı sıra, toplum yapısının teknoloji oluşumundaki rolü, yaygın olarak "teknolojinin toplumsal inşası"1 olarak adlandırılmaktadır. Teknolojinin toplumsal inşası yaklaşımı, günümüzdeki teknoloji ve toplum ilişkilerini, ta¬rihi, iktisadi, sosyal ve kültürel boyutları ile incelemek anlamını da taşımaktadır.”
İnternet sendikacılığını eleştirenler bunların dışında, "E-sendika", "siber-sendika" ve "sanal sendika" yaklaşımlarının benimsediği teknolojik belirleyici yaklaşım, teknoloji karşısında toplumu edilgen kıldığını savunuyor. İnternet sendikacılığı yaklaşımlarını, teknolojik değişimin nasıl etkileneceğine ya da nasıl şekillendirileceğine değil de, teknolojik değişime nasıl adapte olacağımıza odaklanmakla suçluyor.
Yazının aslı : http://www.birgun.net/workers_index.php?news_code=1315222654&year=2011&month=09&day=05
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder