Devrimci İşçi
Partisi Merkez Komitesi 03 Şubat 2017
Türkiye, mecliste halktan köşe bucak kaçırılan tartışmalar, açık
oylama dayatmaları ve tekme tokat kavgalar eşliğinde geçirilen anayasa
değişikliklerini oylamak üzerine referanduma götürülüyor.
Bu anayasa değişiklikleri Türkiye'de bir istibdad rejiminin inşasını ifade etmektedir. Türkiye'nin
tüm milletlerden, memleketlerden emekçi halkının hep birlikte devrimlerle son
verdiği istibdad bir anayasa
değişikliği referandumu ile yeniden ihya edilmek isteniyor.
II. Abdülhamid'in istibdad
dönemi Osmanlı köylüsünü sömüren toprak sahibinin, ağanın, tefecinin, köylünün
ürününü vergi toplayarak yağmalayan mültezimin, mütegallibenin ve ayrıcalıklı
saray bürokrasisinin çıkarlarını temsil ederdi. Bugünün istibdadı, emperyalist
şirketlerin, borsa yatırımcılarının, yerli büyük sermayenin ve modern tefeci
bankaların çıkarları üzerinde yükseliyor.
Devrimci İşçi Partisi, tüm Türkiye'nin işçi sınıfını ve emekçi halkını
sermayenin çıkarları doğrultusunda ihya edilmek istenen bu istibdad rejimine
karşı bir sınıf mücadelesine çağırıyor!
1908
yılında istibdadı yenilgiye uğratan Hürriyet Devrimi, sonradan Abdülhamid kadar
Almancı olan Enver Paşa ile sınırlı değildir.
Bu devrimde yer alan işçi
sınıfı -yüzlerce grevle Türkiye'nin toplum ve siyaset sahnesine çıkan liman,
tersane, demiryolu, cam, telgrafhane, tütün, tramvay işçileri, hamallar,
tulumbacılar ve diğerleri- Türkiye işçi sınıfının daha sonraki mücadelelerinin
yolunu döşedi.
Devrim, istibdadı yenilgiye uğratarak bu mücadeleleri olanaklı
kıldı! Sınıfımız, daha sonra Saraçhane mitinginden Kavel grevine, 15-16
Haziran'dan MESS grevlerine, 89 Bahar eylemlerinden Zonguldak büyük madenci
yürüyüşüne, kamu emekçilerinin 17-18 Haziran 1995 Kızılay eyleminden Tekel
işçilerinin Sakarya komününe, 1 Mayıslar'dan 2015'in fiili işgalli metal grevlerine
kadar nice büyük mücadeleden geçerek bugünlere ulaştıysa bu sayededir.
İstibdad yenildiği içindir. İşçi sınıfımız milli mücadeleye
katıldı, Cumhuriyeti sırtında taşıdı, darbelerle boğuştu, işbirlikçi
iktidarlara ve onların ortağı emperyalizme karşı çıktı, bu ülkede hak ve
özgürlükler adına ne varsa bu ülkenin emekçi halkı dişiyle tırnağıyla söküp
aldı.
Şimdi bütün bu hak ve özgürlükler büyük bir tehdit altındadır!
Dahası tüm ulus kan emici sermayenin kâr hırsı ve iç kavgaları ile emperyalist
boyunduruğun altında bir çöküşün ve kardeş kavgasının eşiğine gelmiştir.
Bir kez daha Türkiye'nin işçi sınıfı ve tüm emekçileri ulusun
kaderini değiştirme, kardeş kavgasının yerine sınıf kavgasını geçirme,
sermayeyi, emperyalizmi ve istibdadı yenme görevi ile karşı karşıyadır.
Bundan bir asır önce Abdülhamid istibdadı yenilgiye uğratılırken
nüfusun küçük bir azınlığı olan işçi sınıfımız, bugün milyonlarıyla bir devdir.
Bu büyük görevi yerine getirecek güce de, geleneğe de, deneyime de sahiptir.
Devrimci İşçi Partisi'nin
çağrısı şu ya da bu partiye oy vermiş olanlara, şu ya da bu hayat tarzını
benimseyenlere, şu ya da bu kimliğe sahip olanlara değil, tartışmasız
Türkiye'nin ezici çoğunluğunu oluşturan her memleketten işçi sınıfına ve emekçi
halkadır. Halkımızın
en sebatkâr, kararlı ve azimli kesimi olan kadınlara ve gençleredir. Fabrikada,
tarlada üreterek, madende, tersanede iş cinayetine uğrayarak, evde çalışarak,
cephede ölerek tüm bir ülkeyi ve ülkenin tepesine çöreklenmiş kan emici
sömürgenleri sırtında taşıyanlar, bir avuç azınlığı zenginlik içinde yaşattığı
kadar insanca yaşamayı, tüm zenginlikleri ürettiği kadar yönetmeyi de hak
edenleredir. Biz şu ya da bu partiye ya da partilerin içinde şu ya da bu akıma
hitap etmiyoruz. Biz geleceğimizi halk düşmanlarının kendi aralarındaki çıkar
çelişkilerine bağlamıyoruz. Biz dosdoğru işçi sınıfının kendisine ve emekçi
halkımıza üzerimizdeki sınıf tahakkümünü pekiştirecek olan istibdad rejimine HAYIR deme çağrısı yapıyoruz.
Devrimci İşçi Partisi'nin
çağrısı kurulacak referandum sandıklarında sermayenin istibdad rejimine HAYIR deme çağrısıdır! Bu çağrı referandum
günü ile sınırlı bir çağrı değildir. İstibdad bugünden inşa ediliyor. Sandıklar
eşit ve özgür koşullarda kurulmuyor. Güya bambaşka amaçlarla getirilmiş olan
OHAL özgürlükleri cendereye alıyor. Baskı var. Basın tutsak. Mahkemeler rehin
alınmış. Grevler yasaklanıyor.
Bu baskılar olmasa
Türkiye'nin emekçi halkı ezici çoğunlukla bu istibdad rejimine HAYIR diyecektir! Bunu gayet iyi biliyorlar.
Yoksa meclis görüşmelerini TRT'den yayınlatmayıp, maddeleri itina ile halktan
gizlemeye çalışırlar mıydı? Milletvekillerini bile tehditle, şantajla, açık
oylamaya zorlarlar mıydı? Halkı evet çıkmazsa terör artar diye tehdit ederler
miydi? HAYIR demek için yayınlanan bildirinin toplatılması, vapurda propaganda
yapanın polis baskısına uğraması, ağzını açanın mafya bozuntuları tarafından
tehdit edilmesi, sokağa çıkanın kurşunlanması bundandır! Ancak bu çabalar
nafiledir. Daha önce hangi partiye oy vermiş olursa olsun bu ülkenin işçi sınıfı
ve emekçi halkı, kendisini küçük görerek “ceketimi assam seçtiririm” diyenlere,
kendisini aşağılayıp “ayaklar baş olursa” diyerek büyüklenenlere, Soma’da iş
cinayetinde hayatını yitiren 301 madencinin kardeşini, hemşehrisini
tekmeleyenlere, kendisinden kula kulluk etmesini bekleyenlere HAYIR diyerek gereken cevabı verecektir. Ancak
bu cevap sandıklardan önce her türlü baskıya karşı da HAYIR demeyi gerektirir. Eşit ve özgür bir
referandumun güvencesi, eşit ve özgür bir ortamda kaybedeceğini bilenler olamaz!
Emekçi halkımız kuzuyu kurda emanet etmeyecektir! İstibdada karşı işçi ve
emekçinin özgürlük mücadelesi referandum sürecinde başlamıştır, sandıklarda
devam edecektir. Daha sonrasında da tüm gücüyle sürecektir. Bugün sandıkta
verilen mücadele yarın fabrikada, madende, tersanede, tarlada ve okulda
katlanarak artacaktır. İşçi sınıfı istibdada razı olmayacaktır!
Sandıklardan çıkacak güçlü
bir HAYIR, sermayeye ve istibdada karşı sınıf
mücadelemizi güçlendirecek, yıllardır kullanmamız engellenen grev hakkını
yeniden kazanmamızın, taşeron illetini tarihe gömmemizin, yaklaşan krizde
işimizi yitirme tehlikesinin önüne geçmemizin, işçinin iş güvencesini, memurun
657 ile sağlanan güvencelerini korumamızın, açlık ücretine talim etmek yerine
insanca yaşamamızın yolunu döşeyecektir. Sandıklardan çıkacak güçlü bir HAYIR, ulusu çöküşün ve kardeş kavgasının
eşiğinden kurtararak eşitliğe ve özgürlüğe doğru yürüyüşümüzü büyütecektir.
Sandıklardan çıkacak güçlü bir HAYIR, kadınların
nice mücadelelerle elde ettikleri, bugün ise büyük tehdit altında olan hak ve
özgürlüklerini korumanın ve geliştirmenin tek yoludur. Sandıklardan çıkacak
güçlü bir HAYIR,
gençlerin başı dik, özgür yaşamasına, daha da önemlisi işsizliğin pençesinde
kıvranmaya mahkûm olmaktan kurtulmasına giden yolu açacaktır. Emperyalistler
her zaman tek adamla daha kolay anlaşır, işine gelmediğinde tek adama dayalı
istibdad rejimlerini daha kolay çökertir. Bu ülkelerin halkını birbirine daha
kolay kırdırır. Başka halkları ezen bir halk özgür olamaz. Sandıktan çıkacak
güçlü bir HAYIR Türk, Kürt, Arap tüm kardeş halklar
arasında eşitliğin ve barışın önünü açacak, emperyalizme karşı ortak mücadeleyi
güçlendirecektir.
Bugün referandumda karşı
karşıya gelen iki seçenek var. Karşı karşıya olanlar Türkler ve Kürtler değildir.
Aleviler ve Sünniler değildir. Farklı yaşam tarzları, kimlikler hatta partiler
de değildir.
Hangi sermaye partisinin
referandumda ne diyeceğinin bir önemi yoktur. Türkiye'de fabrikada, tarlada,
madende, tersanede, okulda, mahallede, yollarda, hastanelerde her yerde karşı
karşıya olan iki sınıf vardır. Toplumun işçi ve emekçi çoğunluğu ile sömürücü
bir azınlık karşı karşıyadır. Bu karşıtlıkta işçi ve emekçilerin menfaatini
yansıtan tek seçenek HAYIR olacaktır. İşçi ve emekçinin HAYIR’da
birleşmesi kardeş kavgasının yerine sınıf kavgasını geçirecek tek yoldur.
Bu
düzenden şikâyetçi olan herkesi, referanduma yaşam tarzı, kimlik, memleket
millet ya da mezhep temelinde yaklaşanlardan farklı olarak, sınıf tahakkümünü
istibdad ile pekiştirme girişimine karşı işçi sınıfı saflarında birlikte
mücadele yoluna davet ediyoruz.
Devrimci İşçi Partisi bu
yolun yolcusudur! Tüm işçi ve emekçileri sermayeye, istibdada ve emperyalizme HAYIR diyerek, eşitliğin ve özgürlüğün
yolunda yoldaş olmaya çağırıyoruz!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder