27 Eylül 2015 Pazar

1 KASIM SEÇİMLERİ SOSYALİSTLER ve HDP

Çetin Serfidan Doğrudan Demokrasi (Tartışmalar) 
1.TİP dönemi hariç yıllardır Türkiye güçlü bir sosyalist hareket yaratamıyor. İşçi sınıfını,  emekçi halkı ve topraksız az topraklı yoksul köylüleri örgütleyemiyor. Kısacası teorik olarak İÇİNDEN OLMASI gereken toplum kesimleriyle temas bile kuramıyor.
Yaşadığımız uzun süreç gösterdi ki Kürt sorunu her türlü çelişkinin önüne geçti. Ana çelişki olarak ön plana çıktı.
Birde Türkiye’nin önünde AKP ve RTE gibi acilen çözülmesi gereken “BAŞ (birincil) SORUNU” var.

Ve bunlar hedef olarak HDP yi barajın altında bırakmayı seçmişler. Bunun için de var güçleri ile çalışıyorlar ve çalışacaklar.
AKP ve RTE biliyor ki HDP barajı aşarlarsa tek başına iktidar olamayacakları gibi uzun vadeli stratejilerinde gerçekleştirme şansları da olamayacak. Ayrıca “yaptıklarında ötürü” muhtemelen yargı önüne çıkıp hesap verecekler korkusu var. Anlaşılan o ki bunlar için de iktidarı kaybetmemek için ellerinden gelen her şeyi yapacaklardır.
Keşke sosyalistler aralarında ki “anlaşmazlıkları” aşabilmiş olsalardı da Güçlü Birleşik bir Sosyalist Hareket oluşturabilselerdi.
Ama bu gün bu yok. Yok diye küsmek bir kenara çekilmek mi “MÜDAHİL OLMAMAK” MI gerekir.? Tabii ki hayır!  Bu günün şartlarında ne gerekiyorsa o yapılır.
Durum 7 Haziran seçimlerinden farlı değil. AKP ve RTE’ nin baş hedefi HDP’yi baraj altında bırakıp HDP’nin tüm milletvekillerine sahip olup Anayasayı değiştirecek çoğunluğu sağlayabilmek. Bu olmazsa Olabildiğnce HDP’yi geriletip Ondan Milletvekili çalmak. Böylece tek basına iktidar olmak.
Peki biz sosyalistler bunu  istiyormuyuz?
Şüphesiz ki istemiyoruz. Peki o zaman ne yapabiliriz ?
Her halde Türkiye Komünist Hareketi Partisi Parti konseyinin ( Bende yeni öğrendim Adı komünist olan nede çok partı oldu ) ve bir takım grupçukların önerdiği boykot yada üyelerine seçime katılmayın çağrısına uymak değildir.

Türkiye komünist Hareketi (TKH) nin Yolumuza devam ediyoruz adlı sitelerinde yayımlanan  “1 Kasım seçiminin anlamı sorgulanmalıdır!” başlıklı yazıdan kısa bir alıntı aktarıyorum. Uzun uzun analizlerden sonra ….


…”Sosyalist hareketin herhangi bir öznesinin tek başına propaganda amacıyla, diğer seçimlerden farklı olarak özel bir anlama sahip olan 1 Kasım seçimlerine katılması ise AKP iktidarının dayatmalarına ve ikinci cumhuriyet rejiminin yeniden yapılanma ihtiyacına meşruiyet katma olasılığı içermektedir.
Sosyalist hareket, belli bir toplumsal gücü oluşturacak ve siyasal etkiyi gösterebilecek başka arayışlara girmeli; seçimlerde sonucu belli etkisizve toplumsal algıda sosyalizmi güçsüz gösteren girişimlerden ve AKP iktidarının hukuksuz ve baskıcı dayatmalarına meşruiyet katmaktan uzak durmalıdır.

TKH 1 Kasım seçimlerinde herhangi bir ittifak ya da destek içinde olmayacak.
1 Kasım seçimleri, bugün Meclis’in yok sayıldığı, 7 Haziran seçim sonuçlarının kendileri tarafından bile tanınmadığı, çatışma, baskı ve provokasyonların gündemde olduğu, seçim koşullarının tartışıldığı, AKP iktidarının siyasi hamleleriyle belirlendiği bir tabloda ve düzenin yeniden yapılanmasının önünü açma ihtimali dışında bir almaşığın oluşmayacağı ve aynı zamanda Haziran Direnişi’nde ortaya çıkan toplumsal direncin düzen içi kanallara akıtılmasına yarayacak”…
Diyor ve devam ediyor. Ve
…”Sandığa gidecek olan emekçi halkımızı faşist ve gerici partilere oy vermemeye çağırırken, AKP iktidarının ve İkinci Cumhuriyet rejiminin ancak ve ancak örgütlü halkın mücadelesiyle yıkılabileceğini bir kez daha ilan ederiz”…
Diyerek sonlandırıyor. Aşağıdaki linkten yazının aslına ulaşılabilir.
Bakın yazıda seçime katılmamayı önerirken “Sandığa gidecek olan emekçi halkımıza” , “boykot” ya da  “oy kullanmayın“ demiyor. “Faşist ve gerici” olmayan partilere oy verin diyor. Demek böyle partiler var. Ama her ne hikmetse bunların isimlerini vermekten çekiniyor.
Bu tutum, bu tavır sadece TKH’inde değil böyle utangaç AKP destekçiliği, HDP düşmanlığı birçok “boykotçu” grupçuk ve particikte de var. 7 Haziran seçimlerinde de bu tutumu sergilediler.
Bereket HDP’nin barajı geçmesi ile AKP’nin tabi ki egemenlerin oyunu bozuldu.
Bu boykotçu grupçukların ve diğer içinde benimde olduğu tüm sosyalistlerin seçimlerdeki oy potansiyeli % 1 biraz zorlama ile belki % 1.5  tur.
Sonuçlara etkisi çok sınırlıdır.  Ama önemli olan böyle bir ortamda sergilenen duruştur.
AKP’nin değirmenine mi su taşıyacağız açıkça karşıtının yanında mı yer alacağız.

Durum bu kadar nettir. Yaşananlardan ders alınmıyorsa söylenecek söz yoktur.   

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder