Çetin Serfidan Doğrudan Demokrasi (Tartışmalar)
1.TİP dönemi hariç yıllardır Türkiye güçlü bir sosyalist
hareket yaratamıyor. İşçi sınıfını, emekçi
halkı ve topraksız az topraklı yoksul köylüleri örgütleyemiyor. Kısacası teorik
olarak İÇİNDEN OLMASI gereken toplum kesimleriyle temas bile kuramıyor.
Yaşadığımız uzun süreç gösterdi ki Kürt sorunu her türlü
çelişkinin önüne geçti. Ana çelişki olarak ön plana çıktı.
Birde Türkiye’nin önünde AKP ve RTE gibi acilen çözülmesi
gereken “BAŞ (birincil) SORUNU” var.
Ve bunlar hedef olarak HDP yi barajın altında bırakmayı
seçmişler. Bunun için de var güçleri ile çalışıyorlar ve çalışacaklar.
AKP ve RTE biliyor ki HDP barajı aşarlarsa tek başına
iktidar olamayacakları gibi uzun vadeli stratejilerinde gerçekleştirme şansları
da olamayacak. Ayrıca “yaptıklarında ötürü” muhtemelen yargı önüne çıkıp hesap
verecekler korkusu var. Anlaşılan o ki bunlar için de iktidarı kaybetmemek için
ellerinden gelen her şeyi yapacaklardır.
Keşke sosyalistler aralarında ki “anlaşmazlıkları” aşabilmiş
olsalardı da Güçlü Birleşik bir Sosyalist Hareket oluşturabilselerdi.
Ama bu gün bu yok. Yok diye küsmek bir kenara çekilmek mi “MÜDAHİL
OLMAMAK” MI gerekir.? Tabii ki hayır! Bu
günün şartlarında ne gerekiyorsa o yapılır.
Durum 7 Haziran seçimlerinden farlı değil. AKP ve RTE’ nin
baş hedefi HDP’yi baraj altında bırakıp HDP’nin tüm milletvekillerine sahip
olup Anayasayı değiştirecek çoğunluğu sağlayabilmek. Bu olmazsa Olabildiğnce
HDP’yi geriletip Ondan Milletvekili çalmak. Böylece tek basına iktidar olmak.
Peki biz sosyalistler bunu
istiyormuyuz?
Şüphesiz ki istemiyoruz. Peki o zaman ne yapabiliriz ?
Her halde Türkiye Komünist Hareketi Partisi Parti
konseyinin ( Bende yeni öğrendim Adı komünist olan nede çok partı oldu ) ve bir
takım grupçukların önerdiği boykot yada üyelerine seçime katılmayın çağrısına
uymak değildir.
Türkiye komünist Hareketi (TKH) nin Yolumuza devam ediyoruz adlı
sitelerinde yayımlanan “1 Kasım
seçiminin anlamı sorgulanmalıdır!”
başlıklı yazıdan kısa bir alıntı aktarıyorum. Uzun uzun analizlerden sonra ….
…”Sosyalist hareketin herhangi bir öznesinin tek başına propaganda amacıyla, diğer seçimlerden farklı olarak özel bir anlama sahip
olan 1 Kasım seçimlerine katılması ise AKP iktidarının dayatmalarına ve ikinci
cumhuriyet rejiminin yeniden yapılanma ihtiyacına meşruiyet katma olasılığı
içermektedir.
Sosyalist hareket, belli bir toplumsal
gücü oluşturacak ve siyasal etkiyi gösterebilecek başka arayışlara girmeli;
seçimlerde sonucu belli etkisizve toplumsal algıda sosyalizmi güçsüz gösteren
girişimlerden ve AKP iktidarının hukuksuz ve baskıcı dayatmalarına meşruiyet
katmaktan uzak durmalıdır.
TKH 1 Kasım seçimlerinde herhangi bir
ittifak ya da destek içinde olmayacak.
1 Kasım seçimleri, bugün
Meclis’in yok sayıldığı, 7 Haziran seçim sonuçlarının kendileri tarafından bile
tanınmadığı, çatışma, baskı ve provokasyonların gündemde olduğu, seçim
koşullarının tartışıldığı, AKP iktidarının siyasi hamleleriyle
belirlendiği bir tabloda ve düzenin
yeniden yapılanmasının önünü açma ihtimali dışında bir almaşığın oluşmayacağı
ve aynı zamanda Haziran Direnişi’nde ortaya çıkan toplumsal direncin düzen içi kanallara akıtılmasına yarayacak”…
Diyor ve devam ediyor. Ve
…”Sandığa gidecek olan emekçi halkımızı faşist
ve gerici partilere oy vermemeye çağırırken, AKP iktidarının ve İkinci
Cumhuriyet rejiminin ancak ve ancak örgütlü halkın mücadelesiyle
yıkılabileceğini bir kez daha ilan ederiz”…
Diyerek sonlandırıyor.
Aşağıdaki linkten yazının aslına ulaşılabilir.
Bakın yazıda seçime
katılmamayı önerirken “Sandığa gidecek
olan emekçi halkımıza” , “boykot” ya da “oy kullanmayın“ demiyor. “Faşist ve gerici” olmayan partilere oy verin diyor. Demek böyle partiler var. Ama her ne
hikmetse bunların isimlerini vermekten çekiniyor.
Bu tutum, bu tavır sadece
TKH’inde değil böyle utangaç AKP destekçiliği, HDP düşmanlığı birçok “boykotçu”
grupçuk ve particikte de var. 7 Haziran seçimlerinde de bu tutumu sergilediler.
Bereket HDP’nin barajı
geçmesi ile AKP’nin tabi ki egemenlerin oyunu bozuldu.
Bu boykotçu grupçukların ve
diğer içinde benimde olduğu tüm sosyalistlerin seçimlerdeki oy potansiyeli % 1 biraz
zorlama ile belki % 1.5 tur.
Sonuçlara etkisi çok sınırlıdır.
Ama önemli olan böyle bir ortamda
sergilenen duruştur.
AKP’nin değirmenine mi su
taşıyacağız açıkça karşıtının yanında mı yer alacağız.
Durum bu kadar nettir. Yaşananlardan
ders alınmıyorsa söylenecek söz yoktur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder