“Marksist, diyalektik düşünce, analitik ve sınıfsal analiz bize
olayları “önceden öngörebilme” olanağını
sağlar. Böyle olması gerekir.
Bu durum, özellikle bu yöntemi kullandığını iddia eden eli kalem tutan
fikir erbabına ve karar alma
pozisyonunda olanlara büyük sorumluluk yükler.
Bundan önceki böyle birçok kritik dönemeçte birçok arkadaşlarımız,
dostlarımız bu yöntemleri çoğu zaman doğru kullanamamışlardır.
Bunu da ağır bedelini özellikle işçiler ve emekçiler ve hatta tüm Türkiye
halkları ödemiştir.”
Bunu en yakın tarih olarak REFERANDUM DA yaşadık.
Şimdi
ise yine sonuçları Türkiye’yi çok farklı şekillerde etkileyecek, sonuçları çok
farklı olacak, çok önemli bir seçime gidiyoruz.
Fakat
birçok sosyalist ne yazık ki hala BU SEÇİMİN ÖNEMİNİN ve TEHLİKENİN FARKINDA
BİLE DEĞİLLER.
******
Referandum da Evet,
Yetmez Ama Evet, Boykot ve Hayır olarak konumlanmıştık.
Bu sosyalistler arası derin bir yarılmaya veya var olan
yarılmanın su yüzüne çıkmasına yol açtı.
Siyasal sonuçlarını şimdi yaşıyoruz….
Birkere
da düşünmemiz gerekir Referandumun sonuçları Türkiye’yi nerelere sürükledi,
başta işçi sınıfı ve tüm emekçi halkı, hatta tüm demokratik çevreyi nasıl olumsuz
etkiledi ve neler kaybettirdi?
Bu
sonucun bedelini şimdi hep birlikte ödüyoruz, dahada ödeyeceğiz gibi.
Hatta
o sonucun sonucunda ele geçirilen güçle Türkiye daha karanlık bir geri dönülmez
geleceğe götürülmek isteniyor.
******
Bu satırları yazmamda amaç referandumda Evet, Yetmez Ama Evet, Boykot oyu verenleri yermek eleştirmek asla değil, ben farklı
düşüncelerin sosyalistler arasında acımasızca ötekileştirmeye ve bölünmeye götürmemesi gerektiğine,
bunun bir zenginlik olduğuna, inanırım. Bunun için ayni amaç, ayni hedef için (sosyalim,
anti-kapitalizm) farklılıklarımızla birlikteliği savunurum.
Eğer bu “kısa hatırlatmayla”
bazı yoldaşları, dostları üzdüysem çok özür dilerim.
Amacım asla üzmek ve
yermek değil çok yakın geçmişimizi kısaca hatırlayarak, hesaplaşmak hep beraber bu yaşadığımız günler ve olası
yaşayacaklarımız için dersler çıkarabilmek.
Bizim o zaman ki gücümüz de şimdi ki gücümüz de sonucu
etkilemekten çok uzaktır. O zamanlar da söylediğim gibi yine önemli olan doğru tarafta olmak ve bu doğruya güç vermektir.
*****
ŞİMDİ
GÜNDEMDE SEÇİM VAR
Şimdi
ise yine sonuçları Türkiye’yi çok farklı şekillerde etkileyecek sonuçları çok
farklı olacak, çok önemli bir seçime gidiyoruz.
Fakat hala
yazılanlardan çizilenlerden anlaşıldığı kadar birçok sosyalist ve geniş
kitleler ne yazık ki BU SEÇİMİN ÖNEMİNİN ve TEHLİKENİN FARKINDA BİLE DEĞİLLER.
Görülen o ki birçok kişi ne referandum sonuçlarından ne 12
Eylül’den ne 12 Mart muhtıra
döneminden sanki hiç ders almamışlar.
Benzeri söylemleri “günün
şartlarını” hiç düşünmeden tekrarlayıp duruyorlar.
Sadece “devrimcilere”
indirgenmiş işçi sınıfsız halksız “direniş komiteleri” ile
direnebileceklerini sanabiliyorlar. Ne yazık ki günümüze geçmişin gözlükleriyle bakıyorlar.
Nasıl ki referandumda AKP hafife alındı gizli ajandasına dikkati çekenler, takiyye yapıyor diyenler statükoculuk la suçlandı, şimdide bu seçimin AKP için önemini kavrayamayanlar benzeri bir yanılgı ile ya da daha
başka bir amaçla yine AKP’yi hafife
alıyorlar ya da almış görülerek geçmiştekilerden farklı olarak HDP’ye bel bağlamak ve parlamenterizmle
suçlayıp bir nevi BOYKOT
öneriyorlar.
Öyle bir umursamazlık içindeler ki AKP TEK BAŞINA hem de anayasayı değiştirecek bir çoğunlukla iktidar
olmuş olsa sanki onlar için önemli değil hatta umurlarında bile değil.
ŞANGAY
BEŞLİŞİ
Bunların içende bir kısmı düşüncelerinin doğruluğuna inandıkları
için bu görüşlerinde diretiyorlar, geçmişi aşamıyorlar.
Bir kısımları ise AKP’nin “utangaç destekçileri”dir. Artık bu karara vardım.
Hatırlayalım Erdoğan’ın önce Şangay Beşlisi’ne açılmayı dillendirmesi, ardından Ordu’ya
yakınlaşması…
Ergenekon ve Balyoz davaları ile Orduya yöneltilen
operasyonlar sürecinde bazılarımız vesayetin kaldırılması operasyonu diye bunu
desteklerken bazı sosyalistlerde bunun Ordu içinde ki Şangay Beşlisi yanlısı
devrimci subaylara yönelik bir temizlik operasyon diye karşı çıkıyorlardı.
Şimdi gelinen noktada seçim sonrası olası bir AKP zaferinden
sonra Dünyada oldukça yalnızlaşan Erdoğan’ın yeniden Şangay Beşlisini gündeme
getirmesi olasıdır.
Önceleri bir anlam veremediğim bu sosyalistlerin Kürt ve HDP düşmanlığı böyle bir AKP ve Erdoğan’ı desteklemek için olabilir.
Çünkü
bu seçimlere ve AKP’yi geriletmeye durdurmaya dönük hiç bir önerileri yok.
Oysa bu günkü durum da AKP’yi geriletebilecek tek şey HDP’nin barajı geçmesidir.
SON
DÜZLÜK
Sanırım İbrahim Özkurt
KÖPRÜDEN SONRAKİ SON ÇIKIŞ başlıklı
yazı göndermişti
Bu son düzlük sanırım son çıkışla eş anlamlı gibi
gözüküyor.
8 Hazirana az kaldı olabildiğince çok kişiyi HDP’ ye oy
vermeye ikna etmeliyiz.
Erdoğan’ın hayallerini gerçekleştireceğini umduğu Türkiye’ye
özgü dediği tek adamlık, Başkanlık Sistemine varabilmek için önündeki en yakın
engel olarak HDP’nin barajı aşmasını görüyor. Bunu engellemek için var gücü ile
HDP ve Demirtaş’a yükleniyor.
Beyaz tv’de DİNAMIT
adlı programda Melih Gökçek arzı
endam eyliyor. Tek yaptığı dindar seçmenlerin HDP’ye oy vermemesi HDP ve
Demirtaş’a din üzerinden saldırmak, itibarsızlaştırmak…
Biz sosyalistlerin de henüz çözülmemiş sorunlarımız olabilir
olabilirde öte varda
Çözebilmiş olsaydık zaten, bugün bunları konuşuyor
olmazdık.
HDP ilede sorunlarımız olabilir.HDP sosyalist ve sınıf
esalı bir parti değil
Bunları
şimdilik 8 Haziran sonrasına erteleyip tüm gücümüzü bu son düzlükte karanlığın sonundaki
ışığa ulaşmak için harcamalıyız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder