30 Mayıs 2015 Cumartesi

SON DÜZLÜK ve TÜNELİN SONUNDAKİ Kİ IŞIK, HDP

“Marksist, diyalektik düşünce, analitik ve sınıfsal  analiz bize olayları “önceden öngörebilme” olanağını sağlar. Böyle olması gerekir.
Bu durum, özellikle bu yöntemi kullandığını iddia eden eli kalem tutan fikir erbabına  ve karar alma pozisyonunda olanlara büyük sorumluluk yükler.
Bundan önceki böyle birçok kritik dönemeçte birçok arkadaşlarımız, dostlarımız bu yöntemleri çoğu zaman doğru kullanamamışlardır.
Bunu da ağır bedelini özellikle işçiler ve emekçiler ve hatta tüm Türkiye halkları ödemiştir.”

Bunu en yakın tarih olarak REFERANDUM DA yaşadık.
Şimdi ise yine sonuçları Türkiye’yi çok farklı şekillerde etkileyecek, sonuçları çok farklı olacak, çok önemli bir seçime gidiyoruz.
Fakat birçok sosyalist ne yazık ki hala BU SEÇİMİN ÖNEMİNİN ve TEHLİKENİN FARKINDA BİLE DEĞİLLER.
******

Referandum da Evet, Yetmez Ama Evet, Boykot ve Hayır olarak konumlanmıştık.
Bu sosyalistler arası derin bir yarılmaya veya var olan yarılmanın su yüzüne çıkmasına yol açtı.
Siyasal sonuçlarını şimdi yaşıyoruz….
Birkere da düşünmemiz gerekir Referandumun sonuçları Türkiye’yi nerelere sürükledi, başta işçi sınıfı ve tüm emekçi halkı, hatta tüm demokratik çevreyi nasıl olumsuz etkiledi ve neler kaybettirdi?
Bu sonucun bedelini şimdi hep birlikte ödüyoruz, dahada ödeyeceğiz gibi.
Hatta o sonucun sonucunda ele geçirilen güçle Türkiye daha karanlık bir geri dönülmez geleceğe götürülmek isteniyor.
******
Bu satırları yazmamda amaç referandumda Evet, Yetmez Ama Evet, Boykot oyu verenleri yermek eleştirmek asla değil, ben farklı düşüncelerin sosyalistler arasında acımasızca ötekileştirmeye ve bölünmeye götürmemesi gerektiğine, bunun bir zenginlik olduğuna, inanırım. Bunun için ayni amaç, ayni hedef için (sosyalim, anti-kapitalizm) farklılıklarımızla birlikteliği savunurum.
Eğer bu “kısa hatırlatmayla” bazı yoldaşları, dostları üzdüysem çok özür dilerim.
Amacım asla üzmek ve yermek değil çok yakın geçmişimizi kısaca hatırlayarak, hesaplaşmak hep beraber bu yaşadığımız günler ve olası yaşayacaklarımız için dersler çıkarabilmek.
Bizim o zaman ki gücümüz de şimdi ki gücümüz de sonucu etkilemekten çok uzaktır. O zamanlar da söylediğim gibi yine önemli olan doğru tarafta olmak ve bu doğruya güç vermektir.
*****

ŞİMDİ GÜNDEMDE SEÇİM VAR
Şimdi ise yine sonuçları Türkiye’yi çok farklı şekillerde etkileyecek sonuçları çok farklı olacak, çok önemli bir seçime gidiyoruz.

Fakat hala yazılanlardan çizilenlerden anlaşıldığı kadar birçok sosyalist ve geniş kitleler ne yazık ki BU SEÇİMİN ÖNEMİNİN ve TEHLİKENİN FARKINDA BİLE DEĞİLLER.
Görülen o ki birçok kişi ne referandum sonuçlarından ne 12 Eylül’den ne 12 Mart muhtıra döneminden sanki hiç ders almamışlar.
Benzeri söylemleri “günün şartlarını” hiç düşünmeden tekrarlayıp duruyorlar.
Sadece “devrimcilere” indirgenmiş işçi sınıfsız halksız  “direniş komiteleri” ile direnebileceklerini sanabiliyorlar. Ne yazık ki günümüze geçmişin gözlükleriyle bakıyorlar.
Nasıl ki referandumda AKP hafife alındı gizli ajandasına dikkati çekenler, takiyye yapıyor diyenler statükoculuk la suçlandı, şimdide bu seçimin AKP için önemini kavrayamayanlar benzeri bir yanılgı ile ya da daha başka bir amaçla yine AKP’yi hafife alıyorlar ya da almış görülerek geçmiştekilerden farklı olarak HDP’ye bel bağlamak ve parlamenterizmle suçlayıp bir nevi BOYKOT öneriyorlar.
Öyle bir umursamazlık içindeler ki AKP TEK BAŞINA hem de anayasayı değiştirecek bir çoğunlukla iktidar olmuş olsa sanki onlar için önemli değil hatta umurlarında bile değil.
ŞANGAY BEŞLİŞİ
Bunların içende bir kısmı düşüncelerinin doğruluğuna inandıkları için bu görüşlerinde diretiyorlar, geçmişi aşamıyorlar.
Bir kısımları ise AKP’nin “utangaç destekçileri”dir. Artık bu karara vardım.
Hatırlayalım Erdoğan’ın önce Şangay Beşlisi’ne açılmayı dillendirmesi, ardından Ordu’ya yakınlaşması…
Ergenekon ve Balyoz davaları ile Orduya yöneltilen operasyonlar sürecinde bazılarımız vesayetin kaldırılması operasyonu diye bunu desteklerken bazı sosyalistlerde bunun Ordu içinde ki Şangay Beşlisi yanlısı devrimci subaylara yönelik bir temizlik operasyon diye karşı çıkıyorlardı.
Şimdi gelinen noktada seçim sonrası olası bir AKP zaferinden sonra Dünyada oldukça yalnızlaşan Erdoğan’ın yeniden Şangay Beşlisini gündeme getirmesi olasıdır.
Önceleri bir anlam veremediğim  bu sosyalistlerin Kürt ve HDP düşmanlığı böyle bir AKP ve Erdoğan’ı desteklemek için olabilir.
Çünkü bu seçimlere ve AKP’yi geriletmeye durdurmaya dönük hiç bir önerileri yok.
Oysa bu günkü durum da AKP’yi geriletebilecek tek şey HDP’nin barajı geçmesidir.

SON DÜZLÜK
Sanırım İbrahim Özkurt KÖPRÜDEN SONRAKİ SON ÇIKIŞ başlıklı yazı göndermişti
Bu son düzlük sanırım son çıkışla eş anlamlı gibi gözüküyor.
8 Hazirana az kaldı olabildiğince çok kişiyi HDP’ ye oy vermeye ikna etmeliyiz.
Erdoğan’ın hayallerini gerçekleştireceğini umduğu Türkiye’ye özgü dediği tek adamlık, Başkanlık Sistemine varabilmek için önündeki en yakın engel olarak HDP’nin barajı aşmasını görüyor. Bunu engellemek için var gücü ile HDP ve Demirtaş’a yükleniyor.
Beyaz tv’de DİNAMIT adlı programda Melih Gökçek arzı endam eyliyor. Tek yaptığı dindar seçmenlerin HDP’ye oy vermemesi HDP ve Demirtaş’a din üzerinden saldırmak, itibarsızlaştırmak…
Biz sosyalistlerin de henüz çözülmemiş sorunlarımız olabilir olabilirde öte varda
Çözebilmiş olsaydık zaten, bugün bunları konuşuyor olmazdık.
HDP ilede sorunlarımız olabilir.HDP sosyalist ve sınıf esalı bir parti değil

Bunları şimdilik 8 Haziran sonrasına erteleyip tüm gücümüzü bu son düzlükte karanlığın sonundaki ışığa ulaşmak için harcamalıyız. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder