4 Ağustos 2013 Pazar

TİP'i anlamak

03/08/2013 Sol-Tartışma

Sevgili İbo,
Yazındaki aşağıya aldığım  yadırgadığım ifadeni, adım da geçtiği için yanıtlama gereği duydum.
Bu yanıtımı özelinede gönderebilirdim.
Fakat gruba yazılmış bir maili grupta yanıtlamayı daha doğru buldum.
Belki daha çok arkadaşımızda tartışmaya katılır durum daha bir aydınlanmış olur diye düşündüm.
***
Yazının bir bölümünde;
..."Ama gezi isyanının ilk günleri "Ah şimdi TİP gibi bir parti olsaydı" diyen de oldu. ( Yanılmıyorsam Çetin Serfidan idi ) Oysa TİP gibi bir sürü parti var bu ülkede. Bana göre hepsi isyancıları anlayabilmiş bile değil."... diyorsun.
O sözleri söylemişimdir ama nasıl bir akış içinde söyledim bilemiyorum.
O yazının üzerine yazsaydın yada yazının linkini gönderseydin en azından yazıyı okurduk.

O bahsettiğin yapılanmalar ne kadar Geziyi anladıklarını bilemem.
Anlayan vardır anlamayan vardır.
Bildiğim bir şey var ki eski TİP'liler gezinin içinde hep var oldular ve takip edebildiğim kadarı ile "gezi ruhunu" en iyi anlayanların da çoğunlukta olduklarına inanıyorum.
***
TİP'i bu gün ki o bir sürü "particiklerle" ayni kategoride  değerlendirmişsin. 
Bu en hafif değimiyle TİP'i ve o dönemi hiç anlayamamak ve TİP'e yapılmış büyük bir haksızlık ve TİP hareketini  kendi dönemi içinde değerlendirmemektir diye düşündüm.

Ayrıca  bugüne kadar uzantıları olan  hemen hemen tüm sosyalist hareketler de (TKP hariç) TİP içinde yada TİP'ten esinlenerek türemişlerdir.
Hatırladığım kadar sende TİP'ten etkilenerek Sosyalist Düşünceyle tanışmış ve bir zamanların (o günlerin jargonuyla)  "sağlam TİP'çi" lerinden biriydin (özellikle Almanya'da)  
2.dönemde de TİP üyesiydin.
Yani TİP'in rahle-i tedrisatından geçmiş birisin...

Bilinen bir şeyi tekrarlayarak bazı hatırlatmalar yapmak istiyorum.
TİP özellikle 1960-1970 Türkiye'sinde Türkiye'yi en çok etkilemiş hatta Türkiye siyasal yaşamını yeniden şekillendirmiş bir siyasal harekettir.
Belkide o dönemin Dünya ve Türkiye koşullarınında etkisiyle, Türkiye sosyalist hareketinin ve komünist düşüncenin, Marksizm'in-Leninizm'in oldukça geniş kitlelerle buluşmasına ve kitlelerin bu öğreti ile tanışmasında çok  önemli işlevler görmüş bir partidir.

Özellikle İşçi sınıfının, geniş emekçi kitlelerin, gençliğin ve hatta köylülüğün içinde sosyalist devrimci düşüncenin yayılmasında sosyalist aydınlar, DİSK ve DİSK'ke bağlı bazı sendiklarla birlikte önemli işler başarmıştır.
Değim yerindeyse 1960-1970 yıllarına damga vurmuştur.

Hatırlayalım ki o dönemler "şapka hikayelerinin" çok yaygın olarak  komünizmi karalama için, komünizm sözcüğünün de "küfür gibi" çok kullanıldığı anti- komünizm rüzgarlarının çok sert estirildiği yıllardı.
O günlerin havasını, siyasal ve kültürel atmosferini hatırlamadan hatta yaşamış olmadan TİP'i ve başardıklarını anlamak asla mümkün değildir.

Benim gibi o zamanlar  20-25 yaşlarında olan genç işçi, emekçi köylü kökenliler için ise TİP'in ayrı bir anlamı ve değeri vardır.
Biliniyor ki üniversite gençliğinin ve aydınların, işçi ve emekçi kesimden gelenlerin  sosyalist düşünce ile tanışmaları ve kendilerini geliştirmeleri farklı kulvarlardan geçerek oluşur.Oldukça değişik serüvenlerden geçilir.

Aydınlar ve üniversite gençliği Sosyalizmle genel olarak kitaplarla ve akademik ortamlarda tanışır.Sonra partili olurlar veya örgütlü harekete katılırlar.

İşçiler ise çoğu hayattan öğrenerek ve ilk öğrenimini devrimci sendikalardan olabildiğince alarak, aydınlardan, parti söylem ve yayınlarından, sosyalist ülkelerden ve o ülkelerin yaptığı yayınlardan etkilenerek sosyalizmle tanışırlar.
Ama onlar çok şeyi partiden öğrenirler parti onlar için  bir okul hatta bir üniversitedir.
Partililik giderek  bir yaşam biçimine dönüşür.

TİP "ne mutlu Türküm diyene,bir Türk dünyaya bedel" hamasi nutuklarıyla ta ilk okul birinci sınıfta,tüm eğitim döneminde ve ailede ve çevrede yine bu yönde aldığı kültürle bilinci şekillenmiş, yine aile,eğitim ve çevre kıskacında din kurgusu ile beyinleri prangalanmış (ben Partiye üye olduğumda oruçluydum) binlerce genç işçi ve emekçiyi  parti içi eğitimle ve çeşitle yönlendirmelerle (kitap önererek,paneller, tiyatro,konser,sinama vb) adeta yepyeni aydınlık bir bilince ve kişiliğe kavuşturmuştur.

"Ah şimdi TİP gibi bir parti olsaydı" ya gelince;
Benim  TİP gibi bir partiye ve sosyalistlerin birliğine her zaman özlem duyduğumu,bunun içinde elimden geldiğince birçok kişi gibi bende caba harcadığımı en iyi bilenlerdensin.
Çünkü Almanya'dan döndükten sonra 2.TİP kuruluş ,SBP,BİEP,BSP ve ÖDP süreclerinde birlikte ayni uğraşı verdik. 

Günümüzde ise;
Uzaydan birileri gelipte yada tanrı  bir sosyalist peygamber gönderip bizleri sosyalizm için  örgütlemiyeceğine göre eldeki malzemeyle bizler bir şeyler üretmek zorundayız. 
Hiç şüphe yok ki geçmişi taklit ederek değil.
Birebir aynisini  meydana getirmek bu gün bir işe yaramaz.
Bunu savunanda yok sanırım.
1960-1970 lerde yaşamıyoruz.
Bu günün dünya ve Türkiye sorunlarını iyi okuyabilen,çözümler üretebilen, sosyalizmi hedefleyen,anti kapitalist, ama bu günüde ıskalamayan  yani günlük ekonomik ve demokrasi mücadelenin içinde olan ve emekçi halkı bunlar içinde örgütleyebilen bir partiye olan ihtiyaç hala çözülmesi gereken bir sorun olarak ortada durmaktadır. 


Yukarıdaki yazı İbo'nun Sol-Tartışmadaki 30/07/2013 tarihli aşağıdaki yazısı üzerine yazılmıştır.


Selam,
Aslında gezegenimizdeki ulus devletlerin kuruluşları bir birlerinden çok farklı. Örneğin bizde, devleti ulus kurmadı. Askeri bir elit tarafından kuruldu. Osmanlının diğer bazı parçalarında o günün emperyalistleri tarafından (özellikle İngiltere) cetvelle kurduruldu. Bir çok ülkede ise gerçekten ulusal kurtuluş mücadeleleri verilerek kuruldu. Emperyalist merkezler de ise gerçekten sınıf mücadeleleri sonucunda kuruldu. (Son cümle de tartışılabilir) Bu nedenle üretilen toriler, belirlemeler ve özellikle de kavramlar her ulus için geçerli olmayabiliyor. Tek düze bir dünya olmadığı için, teoriler ve kavramlar da  her ulus için geçerli olmayabiliyor.
Devlet, siyasi güç, meşruluk gibi kavramlar da öyle. Örneğin AKP hükümeti bana göre meşru bir hükümet değil. 12 eylul faşist cuntanın gayri meşru anayasası ile ulus devleti yönetiyor. "Muz cumhuriyetlerine ne demeli? falan filan.... 
Uyarılarının yanlış olduğunu söylemiyorum. Teşekkür ederken keşke bu konuları yüz yüze tartışma imkanımız olsaydı diyorum. 
Bu vesileyle şunu demek istiyorum ki, bu toprakların geleneksel sol güçlerinin büyük çoğunluğu İKTİDAR için mücadele etmektan öte yöntem tanımıyor ve örgütlenmesini de ona göre oluşturuyor. 
Aslında uzun bir yazı yazmaktan ziyade, İnsanlık yönetilmeye razı olduğu müddetçe özgürleşebilir mi? diye bir soru ortaya atıp tartışmak daha doğru olurdu diye düşünüyorum.
Bu vesileyle aynı soruyu şimdi sorarak, binlerce kişiye ulaştırdığım yazıma gelmeyen tepkiyi bu cümle ile bilmem alabilir ve tartışabilirmiyiz? 
Örneğin, önerdiğim özerk birimler ve komünal konseyler... Bu konuda arkadaşlar ne düşünüyorlar merak ediyorum. 
HALKLARIN DEMOKRATİK KONGRESİ kurulurken, yanlış yapılıyor, DEMOKRATİK TOPLUM KONGRESİ'ni Türkiye'nin tamamına taşımak daha doğru olur diye görüş bildirmiştim. Ama kimse duymadı bile. Sanırım yavaş yavaş cenaze merasimine hazırlanıyorlar. Onca zamana ve emeğe yazık... 
Yıllar önce SHP ve bir çok sol gücün birlikte oluşturdukları bir parti projesine 6 ay ömür biçmiştim. Üç ay sonra dağıldı. 
Dİ LİNK (Alman sol parti) kuruluırken yine bu parti bölünür diye iddia etmiştim. Bir kaç yıl önce bölünmenin eşiğindeyken sanırım durdurabildiler ama eski gücü kalmadı. 
Özellikle so tartışma grubundaki eski yoldaşların yeni düşüncelere hala kapalı olmalarına gerçekten üzülüyorum. Tartışmaktan neden imtina ettiklerini anlayabilmiş değilim. 
Grup haberleşmenin ötesinde hiç üretkenlikta bulunamadı. Ama gezi isyanının ilk günleri "Ah şimdi TİP gibi bir parti olsaydı" diyen de oldu. ( Yanılmıyorsam Çetin Serfidan idi ) Oysa TİP gibi bir sürü parti var bu ülkede. Bana göre hepsi isyancıları anlayabilmiş bile değil. Tamamı geziden nemalanmaya çalışıyor. Ama boşuna çabalıyorlar. Zira gezide iktidar ruhu yerine özgürlük ruhu var ve bunu partiler anlayamıyorlar. Anlasalar kapanış kongreleri için karar alırlardı. Kapanıp tek tek gezinin içine girseler daha üretken olabilirler diye düşünüyorum. 
!992 yılından bu yana "özgürlükçü" ve "yeni" bir sol hareket yaratmaya soyunan eski sol, gezi isyanından da ders çıkaramaz ve aklını başına toplayamazsa ağızlarından çıkacak her cümle geleceği kurmaya aday özgürlük güçlerine zarar vermekten öte bir işe yaramazlar diye düşünüyorum. 
Tekrar selam...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder