Önder
İşleyen Muhalefet
Uşak'ın Büyükkayalı Köyü'ndeki devrimci mücadeleyi anlatan 'Karık' belgeselini izlediğimde 'biz de başarabiliriz' diye düşünmüştüm. Pek çok zorluğun ve çözülmesi gereken karmaşık sorunlarının içinde devrimci mücadelenin sade biçimde algılanması kimi zaman mümkün olamıyor. Hele ki günümüzde yıllardır süregelen fikri karmaşanın etkisi düşünüldüğünde bu daha da zorlaşıyor.
Uşak'ın Büyükkayalı Köyü'ndeki devrimci mücadeleyi anlatan 'Karık' belgeselini izlediğimde 'biz de başarabiliriz' diye düşünmüştüm. Pek çok zorluğun ve çözülmesi gereken karmaşık sorunlarının içinde devrimci mücadelenin sade biçimde algılanması kimi zaman mümkün olamıyor. Hele ki günümüzde yıllardır süregelen fikri karmaşanın etkisi düşünüldüğünde bu daha da zorlaşıyor.
Karık'ta
anlatılan devrimci mücadelenin, halkın somut sorunları karşısında çözümler
üretmeyi esas alan örgütlenmesiydi. Köye yürüyen devrimci gençlerin tarlalarda
başlayan öyküsünün, 'komite' ve 'komünlere' uzanarak o küçük köyün içinde yeni
bir hayatı fizillendirebilmeleri böyle mümkün olabilmişti.
Fatsa da tıpkı
Büyükkayalı gibi ülkenin ve halkın geleceğine sahip çıkan, somut gelişmeler
karşısında çözümler üretmeyi esas alan bir devrimci fikir temelinde hayat
bulabilmişti. Fatsa bu anlayışla eski toplumun bağrında yeni toplumun
nüvelerinin yeşertildiği deneyim olarak, bir sosyalizm anlayışının da
ifadesiydi.
Bir
Sosyalizm Anlayışı
Sömürü ve zulme karşı direnen insanların yeni bir gelecek arzusuna dayanan
mücadelesi aşağıdan bir değişim hareketini açığa çıkardı. Topyekûn bir
özgürleşme imkânı sunan bu hareket karşısında egemenler
şiddete dayanarak yeni bir geleceğin mümkün olduğuna ilişkin en ufak umut ışığını dahi yok etmeye çalıştılar. Fatsa bu yüzden yerle bir edilmek istendi. Fatsa'nın 'fethedilerek' yok edileceği zannedildi.
Anlamadıkları ise Fatsa'nın bir yer değil fikir olarak var oluşudur ve o yüzden imhasının imkânsızlığıdır.
şiddete dayanarak yeni bir geleceğin mümkün olduğuna ilişkin en ufak umut ışığını dahi yok etmeye çalıştılar. Fatsa bu yüzden yerle bir edilmek istendi. Fatsa'nın 'fethedilerek' yok edileceği zannedildi.
Anlamadıkları ise Fatsa'nın bir yer değil fikir olarak var oluşudur ve o yüzden imhasının imkânsızlığıdır.
Fatsa'da
devrimci hareketin etkinlik kazanabilmesi, halkın somut sorunlarına -fındıkta
sömürüye, karaborsaya, sokaklardaki çamura karşı mücadelelerde-
ürettiği yanıtlar içerisinde gelişmiştir.
Devrimcilerin
'halk adına' yapıt ettiklerinden ibaret olmayan, aksine halkın hareket içinde
güç kazanarak değiştirici-dönüştürücü devrimci potansiyelini açığa çıkarmaya
yönelen bu mücadele aynı zamanda bir devrim ve sosyalizm tasavvurunun da
ifadesiydi.
Fatsa'yı
yaratan devrimci hareket, o çağın içinde baskın iki kutup olarak gelişen Çin ve
Sovyet çizgileri karşısında sosyalizme doğru gelişen yeni bir toplumun halkın
aşağıdan inisiyatifiyle gelişen özgürleşme ve aydınlanma dalgasının içinde
arıyordu.
Bu anlamda
reel sosyalizmin eleştirisinin, Fatsa içinde o günlerde somutlandığını söylemek
mümkün.
Sosyalizmi
yalnızca ekonomik gelişmeye endeksleyen, toplumsal ilişkiler ve kültürel
değişimi ikinci plana atan, yukarıdan bürokratik nitelikleri baskın bir yönetim
içerisinde düzenin köklü ve kalıcı bir dönüşümünün gerçekleşmesinin mümkün
olmadığı sonrasında da görüldü. Che, Mısır ziyareti sırasında Nasır'la devrim
üzerine yaptığı sohbette devrimin en keyifli yanının toplum içinde çalışmak
olduğunu savunurken, özellikle 'teknokrat ve bürokratlara' devredilen hiçbir
alanın devrim için güvende olmadığına ilişkin vurgusu da buna ilişkindi.
Fatsa bu
anlamda bugün de her şeyin '-çok bilmiş- bürokratik merkezler' eliyle kotarmaya
çalışan yanlış yaklaşımlar karşısında devrimi ve onun için yürütülen
mücadeleyi; halkın inisiyatif sahibi olarak özneleşmesini, insanların
değiştirici-dönüştürücü yaratıcı potansiyelinin açığa çıkartan kolektif bir
inisiyatifin yaratılmasını işaret eder.
Halk
İktidarının Nüveleri
Fatsa'nın
'yıkıcılığı' halkın kendi kaderine sahip çıkma iradesinin gelişmesinden
kaynaklanır. Bir avuç sömürücü zorba olmasa halkın asla kendi kendini
yönetemeyeceğini ve sorunlarını çözemeyeceğini söyleyen hakim sınıflar
karşısında, halkın kendi kendini yönettiği tarihsel bir manifestodur Fatsa.
Halkın aşağıdan gelişen etkinliğine dayanarak hayatın örgütlenmesi, halka
hükmetmek üzere kurulmuş pek çok yönetim mekanizmasını gereksizleştirmiş;
yerine halkın demokratik iktidar organlarını yaratmıştır. Fatsa bu bakımdan
ayağını Paris Komünü'ne basan bir sosyalizm deneyimidir.
Devrimci
mücadele gelecekte kurulacak güzel günlerin anlatımıyla değil ancak düzenin
içinde gelecek toplumun somut örnekleri yaratılarak geliştirilebilir. Fatsa,
merkezi otoritereye karşı alternatif yaratma, halkın iktidarını geliştirme
doğrultusundaki mücadelenin en güzel örnekleriyden biriydi. Bu anlamda Fatsa'da
yerel yönetim deneyimi de halkın gündelik yaşamı içerisinde komiteler eliyle
kurulan iktidar mevzilerinin ve bu doğrultuda yaşanan sosyal-kültürel değişimin
bir sonucu ve yansıması olarak gündeme geliyordu.
Bugün de
farklı bağlamlar içerisinde gündeme getirilen alternatifler yaratılması
konusunun özü: 'iktidar gücünün komiteler aracılığıyla yavaş yavaş parça parça
üstlenmesi, eski merkezi devlet yapısının yanıbaşında ve ona alternatif bir
iktidar odağı haline gelmesi'ydi. Bu şekilde halk iktidar organlarının
gelişimi, kapitalist devletin aşağıdan yukarıya parçalanmasının mevzileri
haline gelerek yeni bir 'devletin' de nüvelerini oluşturacaktır.
(Bugün, reel
sosyalizm bürokratik yanlarına yönelik eleştirilerden yola çıkarak iktidarın
ele geçirilmesi ve devletin dönüşümünü dışlayarak mikro alanlarda anti-otoriter
alanlar yaratma çerçevesindeki post-modern yaklaşımların çeşitli tezahürlerinin
kuşkusuz bununla bir ilgisi yok.)
Direniş
komitelerinde somutlanan yaklaşım ve Fatsa deneyimi devletin aşağıdan yukarı
parçalanarak yukarıdan aşağıya yeniden kurulması yani devrim mücadelesinin bir
parçasıydı.
Devrimci
hareket bu yaklaşımı şöyle ifade ediyordu, "Ülkemizde demokratik halk
devrimi uzun ve dolambaçlı bir halk savaşından geçerek gerçekleşecektir ve
iktidar bütün ülkede bir anda değil, parça parça elde edilecektir. Faşizme
karşı mücadelenin, halkın demokratik iktidarını gerçekleştirme doğrultusunda
bir devrim sorunu olarak kavranılması, halk iktidar organlarının yaratılması
zorunluluğuna da beraberinde getirmektedir... İşte, Direniş Komitelerinin bu
şekilde en geniş anlamıyla halk iktidar organlarının birer nüvesi olarak
kavranılmasının gereği, bu noktada ortaya çıkmaktadır (...)demokratik halk
iktidarının asıl anlamının vurgulanması; halkın kendi iktidarı kavramını ve
merkezi otoriteye bir alternatif yaratılması zorunluluğunu somutlaması
açılarından önem taşımaktadır. (Devrimci Yol, 1978)
Eski sömürü ve
zorbalık düzeni karşısında yeni bir toplumun filizlenmesini esas alan bu
mücadelenin uç noktası olarak şekillenen Fatsa en çok bu nedenle egemenlerin
hedefi haline gelmişti. İktidarın küçücük bir ilçeninin üzerinde bütün gücüyle
saldırılması, yaratılan deneyimin burjuva düzenin çatlaklarını büyüterek pek
çok yerde yeni örnekleriyle büyüyeceğine dair korkuydu. 'Bırakırsak Yüz Fatsa
olur' sözü de bunu ifade ediyordu!
Yeni Fatsa'lar
yaratmak bugün de böylesi bir devrimci mücadele sürecinin içerisinde merkezi
otoriteye karşı halkın kendi iktidarı anlayışını güçlendirecek arayışlar
içerisinde alternatifler ortaya çıkaracak yeni deneyimler yaratmaya yönelerek
bu temeldeki örgütlenmeler güçlendirilerek başarılabilir.
Fatsa'nın
Fikri
Halkı kendi
yaşamına yabancılaştıran, hikmetinden sual edilmez ilahi kudretlerin kulu
kölesi kılan çağın totaliterliğine karşın insanların kendi sesini
bulabilmelerinin fikri olarak Fatsa, geçmişten daha çok bugüne ve geleceğe
ilişkindir. İnsanca değerlerin yok edildiği, insanların cemaat-tarikatlar ağı
içerisinde kör bırakıldığı çağımızda, gerçek bir özgürleşme ile dayanışmaya ve
paylaşmaya dayanan yeni bir yaşam imkânına dair ütopyayı temsil eder Fatsa.
Bu büyük
mücadelenin içerisinde yaratılan Fatsa deneyimi, yalnızca düne değil ondan daha
çok geleceğe ait bir bir gerçek olarak önümüzde duruyor.
Bugün de
üniversitelerde, mahallelerde, iş yerlerinde mücadeleyi bu anlayış temelinde
sürdürebilmek merkezi devlet iktidarı karşısında -onu yıkma perspektifi
içinden- alternatif iktidar alanları yaratma arayışı içinde mücadele etmek
Fatsa'nın bugüne taşınması gereken en önemli çağrılarından birisi olsa gerek.
Fatsa'nın gerçek anlamıyla hayat bulacağı gerçek bir sahiplenmesinin ve gerçek
bir eleştirisinin gelişebileceği yegane yer de burasıdır.
Fikri Sönmez'e
ve Fatsa'yı yaratma ve savunma mücadelesinde kaybettiğimiz bütün insanlarımızın
anısına böyle sahip çıkacağız.
Fatsa'dan ve
Fikri Sönmez'den bize kalan Devrimci Yol'umuzun ışığı, gelecek yürüyüşümüzde
yıldızlaşan yumruklarımızın içinde saklı en büyük gücümüzdür.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder