14 Nisan 2013 Pazar

TÜRKİYE "KANADOĞLU" PARTİSİ veya Türkiye "Kemalist" Partisi

KANADOĞLU'NUN KİRVELİĞİNDE KURULAN PARTİ
Murat Üner 
Butarihte Sende Varsın-FaceBook
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, Türkiye Komünist Partisi hakkında açılan kapatma davasının reddedilmesini istedi.

Kanadoğlu, komünizmin öğretide ve uygulamada sürekli değişim içinde olduğunu belirterek bir komünist partinin sadece adına bakarak kapatılamayacağını kaydetti. Kanadoğlu, yaptığı yazılı açıklamada, TKP hakkındaki kapatma davası ile ilgili haber ve yorumlar karşısında hukuki durumun açıklanmasında zorunluluk görüldüğünü belirtti. Anayasa'da, "Egemenliğin kullanılmasının hiçbir sürette hiçbir kişiye ya da sınıfa bırakılamayacağı, hiçbir sınıfa imtiyaz tanınmayacağı, sınıf veya zumre diktatörlüğünü veya herhangi bir diktatörlüğü savunmayı ve yerleştirmeyi amaçlayan siyasi partilerin kurulamayacağı"nın öngörüldüğüne dikkati çeken Kanadoğlu, Siyasi Partiler Yasası'nda da bu yönde bir düzenlemenin bulunduğunu kaydetti.


Kanadoğlu, TKP'nin tüzüğü ve programla 3 Kasım seçimleriyle ilgili bu konudaki sözlü ve yazılı söylemlerinin bir bütün olarak çağdaş gelişmeler ışığında değerlendirildiğinde partinin çoğulcu, katılımcı, çok partili ve halk oyuna dayanan demokratik siyasal kurumları benimsediğinin ortaya konulduğunu belirtti. Kanadoğlu, "Bu nedenlerle davalı siyasi parti, programı ve tüzüğüyle eylemlerinde sosyal bir sınıfın diğer sosyal sınıflar üzerinde egemenliğinin ve herhangi bir diktatörlüğün savunulmadığı ve amaçlanmadığı anlaşıldığından yukarıda açıklanan Anayasa ve yasa hükümlerine aykırılık bulunmamaktadır" dedi. Başsavcı Kanadoğlu, Anayasa'da komünist adıyla parti kurulmasının açıkça yasaklayan bir kural bulunmadığını, Anayasa Mahkemesi'nin de 16 Temmuz 1991 tarihindeki kararında da bu görüşte olduğunun açıkça belirtildiğini vurgulayarak, ancak Siyasi Partiler Yasası'nın 96'ıncı maddesinin son fıkrasının bu adla parti kurulmasına engel olduğuna dikkati çekti. Fıkranın yalnızca doğrudan komünist adıyla parti kurulmasını değil, aynı anlama gelen adlarla parti kurulmasını ya da parti adında bu sözcüğün geçmesini de yasakladığını anımsatan Kanadoğlu, şunları kaydetti: "Batı Avrupa Komünist partilerinde başlayan Euro komünizm akımı ve daha sonra Doğu Avupa ülkeleriyle Sovyetler Birliği'nin dağılmasıyla bu ülkelerde başlayan demokratikleşme hareketlerinin dünya komünist hareketi ve komünist partileri üzerinde önemli etkileri olmuştur. Son yılların bu önemli ideolojik ve siyasal değişikliklerin etkisi davalı partinin tüzüğünde, programında ve eylemlerinde açıkça görülmektedir. Komünizmin öğretide ve uygulamada, sürekli değişim içinde bulunduğu gerçeği karşısında bir komünist partinin anayasa ve yasalarla yasaklanıp yasaklanmadığı konusunu yalnızca adına bakarak çözüme bağlamaya olanak yoktur. Her somut olay başlı başına değerlendirilip, karara bağlanmalıdır.

Bu açıklamalardan davalı partinin Siyasi Partiler Yasası'nın 104'üncü maddesi uyarınca kapatılması için açılan davanın dayandığı aynı yasanın 96'ya son maddesinde bir partinin adında `Komünist' sözcüğü kullanılamayacağına dair yasağa ilişkin hükmün Anayasa'ya aykırı olduğu açıkça anlaşılmaktadır." Kanadoğlu, Anayasa'ya aykırı olan bu hükmün iptalinin Anayasa Mahkemesi'nin yerleşik görüşüne göre ancak ihtar isteminin incelenmesi sırasında değil, parti hakında ihtardan sonra açılacak kapatma davası sırasında görüşülebileceğinin altını çizdi. Kanadoğlu, bu nedenlerle Anayasa'nın 2, 6, 10, 11, 13, 68 ve 69'uncu madelerine aykırı olan Siyasi Partiler Yasası'nın 96'uncu maddesinde yer alan `komünist' sözcüğünün iptalini istedi. Kanadoğlu, bu sözcüğün iptali durumunda da TKP'yi kapatma davasının konusunun kalmayacağını kaydederek, Siyasi Partiler Yasası'nın 104'üncü maddesi uyarınca parti hakında kapatma istemiyle açılan davanın reddine karar verilmesini talep ettiğini bildirdi.

TKP MEMNUN

Kanadoğlu'nun, TKP'nin Anayasa Mahkemesi'nde devam eden kapatma davasına yönelik olarak, Siyasi Partiler Yasası'nın ilgili maddesinde yer alan "Komünist" sözcüğünün iptalini istemesi, TKP Genel Başkanı Aydemir Güler tarafından memnuniyetle karşılandı. Güler, partinin daha önce Sosyalist İktidar Partisi olan ismini, Kasım 2001 yılında yaptıkları kongrede "Türkiye Komünist Partisi" olarak değiştirdiklerini anımsattı. Bu değişikliği, Siyasi Partiler Yasası'nın 96'ncı maddesinde geçen "Siyasi partiler komünist ismini alamaz" hükmüne karşı yaptıklarını ifade eden Güler, böylece "komünist" tabirinin siyasi meşruiyetini fazlasıyla kanıtladıklarını kaydetti. Güler, "Başsavcı Sabih Kanadoğlu'nun başvurusu ile de ilgili madde fiilen kadük oldu" diye konuştu. Türkiye'de, gerek örgütlenme özgürlüğü gerekse de insan hak ve özgürlükleri açısından yapılan değişikliklerin kendiliğinden yapılmadığını ifade eden Güler, parti olarak bu maddenin değiştirilmesi için öncü rolü üstlendiklerini belirtti. Türkiye'de komünist örgütlenmenin önünü kapatan hukuken tek problemin Siyasi Partiler Yasası'nda ilgili maddede "komünist" sözcüğünün geçmesi olduğunu anlatan Güler, Anayasa Mahkemesi'nin bu maddeyi iptal etmesi halinde komünistlerin ve işçi sınıfının örgütlenme özgürlüğü önündeki hukuki engelin ortadan kalkacağını kaydetti. Güler, Kanadoğlu ile konu hakkında herhangi bir görüşme yapmadıklarını da bildirdi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder