İlhami Işık (Kürt Aydını) Hür Haber
Evet doğrudur. İsmail Beşikçi belli aralıklarla 17 yıl hapis yatan düşüncelerinden ötürü, yazdıklarından ötürü bedel ödeyen bir aydın. Ama unutmamak gerekiyor ki bedel ödeme insani özelliğin sadece bir yönüdür. Esas itibarıyla insanı anlamlaştıran ve farklı kılan düşüncelerdir.
Biz İsmail Beşikçi’nin bedel ödemesini hiç tartışmadık. İsmail Beşikçi 1993’ten bu yana PKK’nin her barış girişimi ve Öcalan’ın bu girişimlerdeki rolüyle ilgili düşüncelerini dinledik, saygı duyduk. Ama bu düşünceler doğru mu ya da yanlış mı diye dile getirmedik. Çünkü karşımızda hep “İsmail Beşikçi Kürtler için hapis yattı, bedel ödedi” diye büyük bir duvar örüldü.
Sanki Gazi Muhammed öldürülmedi,
Sanki Halepçe’de binlerce Kürt zehirlenmedi
Sanki Dersim’de, Ağrı’da, Koçgiri’de, Sason’da, Savur’da, Şeyh Said’de binlerce Kürt çoluk çocuk, kadın erkek, yaşlı genç demeden öldürülmedi.
Sanki Bediüzzaman Said-i Nursi büyük aşağılanmalara, horlanmalara ve mezarsızlığa tabi tutulmadı.
Sanki Kürt gençleri ve kızları PKK tarafından hiç infaza uğramadı. Devlet 3 bin köyü yakıp yıkmadı Vedat Aydın'lar Musa Anter'ler Mehmet Sinca'rlar Salih Özdemir'ler öldürülmedi...
Sanki 12 Eylül’de Ahmet Türk’e lağımlar yedirilmedi.
Sanki Necmettin Büyükkaya cezevinde işkenceden ölmedi.
Sanki Bedi Tan işkence ile öldürülmedi.
Sanki Kemal Pir'ler, Mazlum Doğan’lar o cezaevinde can vermedi. Sakine Cansızlar Selim Çürükkaya'lar, Muzaffer Ayata'lar Orhan Miroğlu’lar yıllarca hapis yatmadılar...
Sanki Kemal Burkay'lar İbrahim Güçlü'ler yıllarca sürgün yaşamadılar da
YALNIZ VE YALNIZ; İsmail Beşikçi hapis yattı ve bedel ödedi...
İlginçtir Öcalan ne zaman ‘barış’ dese ‘silahlar devreden çıksın’ dese İsmail Beşikçi‘Öcalan hapiste olduğu için kendi iradesi ile davranamaz’ argümanıyla bu süreçleri itibarsızlaştırmaya çalışmakta ama kendisi de hapis yatması lie tanınmakta ve hapiste yazdıkları ile bilinmekte. Kendisi hapisken fikri hür bir aydın, Öcalan hapisken iradesiz!..
Yani bunun tercümesi şu, ‘Kendisi Türk, Öcalan Kürt, Kürtler hapiste iradelerini kaybedebilirler, Ama İsmail Beşikçi kaybetmez.’
Öcalan 14 yıldır tek kişilik hücrede yaşamakta; İsmail Beşikçi hapisi hep koğuş sisteminde geçirdi. Sayın Beşikçi de çok iyi biliyor ki hapishane sadece fiziki olarak insanı rehin alabilir.
Dünyanın en ünlü savunmaları hapishanelerden yapılmıştır. İki örnek veriyorum birisi Dimitrov, diğeri Fidel Castro gibi...
Ama en üzücü olanı söylemek gerekirse ‘devlet olmak için savaşmıyorsanız ben sizi tanımıyorum’ diyen bu aşağılayıcı dildir. O yukarıdan bakıştır. Bütün dünya Filistin’in devlet hakkını tanırken bile Filistinliler devlet kuramıyor. Bütün dünya Güney Kürdistan’ı tanırken ve Güney Kürdistan devletleşemezken bunun nedenini sayın Beşikçi’nin ilkel sosyolojisinde arayıp bulmak mümkün değildir.
Bunun tercümesi de şudur: “Siz ölüyseniz biz sizi seveceğiz.”
Şunu artık herkesin bilmesi gerekiyor: Kürtler artık yaşamak istiyorlar. Bizim yaşayan Kürtleri seven aydınlara saygımız olacaktır. Ölü Kürt seven aydınlara saygımız olmayacaktır.
En ilginci de nedir biliyor musunuz? Şiddeti ve silahlı mücadeleyi salık veren bu zihniyetin iç infazların da mimarı olduğunu ve bunu bilen Kürtlerin hala bunda ısrar ettiğini anlamak mümkün değildir. Şiddet ve illegalite kirliliktir, iç infazdır, acıdır gözyaşıdır.
Evet doğrudur. İsmail Beşikçi belli aralıklarla 17 yıl hapis yatan düşüncelerinden ötürü, yazdıklarından ötürü bedel ödeyen bir aydın. Ama unutmamak gerekiyor ki bedel ödeme insani özelliğin sadece bir yönüdür. Esas itibarıyla insanı anlamlaştıran ve farklı kılan düşüncelerdir.
Biz İsmail Beşikçi’nin bedel ödemesini hiç tartışmadık. İsmail Beşikçi 1993’ten bu yana PKK’nin her barış girişimi ve Öcalan’ın bu girişimlerdeki rolüyle ilgili düşüncelerini dinledik, saygı duyduk. Ama bu düşünceler doğru mu ya da yanlış mı diye dile getirmedik. Çünkü karşımızda hep “İsmail Beşikçi Kürtler için hapis yattı, bedel ödedi” diye büyük bir duvar örüldü.
Sanki Gazi Muhammed öldürülmedi,
Sanki Halepçe’de binlerce Kürt zehirlenmedi
Sanki Dersim’de, Ağrı’da, Koçgiri’de, Sason’da, Savur’da, Şeyh Said’de binlerce Kürt çoluk çocuk, kadın erkek, yaşlı genç demeden öldürülmedi.
Sanki Bediüzzaman Said-i Nursi büyük aşağılanmalara, horlanmalara ve mezarsızlığa tabi tutulmadı.
Sanki Kürt gençleri ve kızları PKK tarafından hiç infaza uğramadı. Devlet 3 bin köyü yakıp yıkmadı Vedat Aydın'lar Musa Anter'ler Mehmet Sinca'rlar Salih Özdemir'ler öldürülmedi...
Sanki 12 Eylül’de Ahmet Türk’e lağımlar yedirilmedi.
Sanki Necmettin Büyükkaya cezevinde işkenceden ölmedi.
Sanki Bedi Tan işkence ile öldürülmedi.
Sanki Kemal Pir'ler, Mazlum Doğan’lar o cezaevinde can vermedi. Sakine Cansızlar Selim Çürükkaya'lar, Muzaffer Ayata'lar Orhan Miroğlu’lar yıllarca hapis yatmadılar...
Sanki Kemal Burkay'lar İbrahim Güçlü'ler yıllarca sürgün yaşamadılar da
YALNIZ VE YALNIZ; İsmail Beşikçi hapis yattı ve bedel ödedi...
İlginçtir Öcalan ne zaman ‘barış’ dese ‘silahlar devreden çıksın’ dese İsmail Beşikçi‘Öcalan hapiste olduğu için kendi iradesi ile davranamaz’ argümanıyla bu süreçleri itibarsızlaştırmaya çalışmakta ama kendisi de hapis yatması lie tanınmakta ve hapiste yazdıkları ile bilinmekte. Kendisi hapisken fikri hür bir aydın, Öcalan hapisken iradesiz!..
Yani bunun tercümesi şu, ‘Kendisi Türk, Öcalan Kürt, Kürtler hapiste iradelerini kaybedebilirler, Ama İsmail Beşikçi kaybetmez.’
Öcalan 14 yıldır tek kişilik hücrede yaşamakta; İsmail Beşikçi hapisi hep koğuş sisteminde geçirdi. Sayın Beşikçi de çok iyi biliyor ki hapishane sadece fiziki olarak insanı rehin alabilir.
Dünyanın en ünlü savunmaları hapishanelerden yapılmıştır. İki örnek veriyorum birisi Dimitrov, diğeri Fidel Castro gibi...
Ama en üzücü olanı söylemek gerekirse ‘devlet olmak için savaşmıyorsanız ben sizi tanımıyorum’ diyen bu aşağılayıcı dildir. O yukarıdan bakıştır. Bütün dünya Filistin’in devlet hakkını tanırken bile Filistinliler devlet kuramıyor. Bütün dünya Güney Kürdistan’ı tanırken ve Güney Kürdistan devletleşemezken bunun nedenini sayın Beşikçi’nin ilkel sosyolojisinde arayıp bulmak mümkün değildir.
Bunun tercümesi de şudur: “Siz ölüyseniz biz sizi seveceğiz.”
Şunu artık herkesin bilmesi gerekiyor: Kürtler artık yaşamak istiyorlar. Bizim yaşayan Kürtleri seven aydınlara saygımız olacaktır. Ölü Kürt seven aydınlara saygımız olmayacaktır.
En ilginci de nedir biliyor musunuz? Şiddeti ve silahlı mücadeleyi salık veren bu zihniyetin iç infazların da mimarı olduğunu ve bunu bilen Kürtlerin hala bunda ısrar ettiğini anlamak mümkün değildir. Şiddet ve illegalite kirliliktir, iç infazdır, acıdır gözyaşıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder