Biz halkımızla birlikte sosyalizmi kuracağız. Hem de bir öncekinden çok daha iyisini kuracağız. Çünkü o deneyimden çıkardığımız iyisiyle kötüsüyle pek çok şey var. Mücadelemizde bu bize yol gösterecek
BirGün
Çağın Anıl Erol 01/02/2012
Yunanistan küresel krizden en çok etkilenen ve buna bağlı olarak da büyük direnişlerin yaşandığı bir ülke. Yunanistan Komünist Partisi Genel Sekreteri Aleka Papariga ile kriz sürecinde Yunanistan’da yaşananlar ve krizin faturasının halka ödetilmemesi için YKP ile diğer sol güçlerin verdiği mücadeleyi konuştuk
Biz burada büyük ve acımasız yalanlardan bahsediyoruz. İşçi sınıfının mücadeleden kaynaklı kazanımları vardı ve bu kazanımlar ekonomik olarak onlara yansıyordu. Ama krizi nedeni alınan ücretler değildir. Burada kapitalist bir krizden bahsediyoruz. Tam anlamı ile karakteristik bir kapitalist kriz. Bu kriz Amerika’daki veya Asya ülkelerinde meydana gelen krizlerle aynı nedenlere dayanıyor. Bu bir kapitalist kriz sebepleri tüm Dünyada ortak ve ilk olarak yoksulları vuruyor
»Emekçiler krizden nasıl etkilendi?
Çalışanların maaşlarında yüzde 40-50 oranında düşüşler yaşandı. Çok geniş anlamda işsizlik arttı. Kişi başı alınan vergilerde çok ciddi bir artış oldu. 7 ve 8 saatlik çalışma süreleri ortadan kalktı. Emeklilik yaşı dramatik bir şekilde arttı. İlaç fiyatları çok fazla arttı. Bir işçinin hayatını etkileyecek her sektörde inanılmaz fiyat artışları yaşandı.
KRİZE KARŞI DİRENİŞ KOMİTELERİ
»Krize karşı emek güçleri nasıl mücadele veriyor?
Sadece son 3 yılda Yunanistan’da 40-50 kadar büyük grev yapıldı. Bu sayı 3 yıl içerisinde Avrupa'da olan grev sayısının çok çok üzerinde bir rakam. Bu süreç içerisinde pek çok devlet binası işgal edildi. Ayrıca pek çok devlet servisi de işgal edildi. Şüphesiz ki bütün bu eylemlerde Yunanistan Komünist Partisi'nin çok büyük payı vardı.
Şimdiye kadar bir milyonun üzerinde insan elektrik faturalarını ve standart vergileri dahi ödeyemeyecek duruma geldi. Krizin faturasını ödemek istememekle beraber zaten ödeyemiyorlar. Bunun için direniş komiteleri oluşturduk. Bu direniş komiteleri mahallelere giderek halkın elektrik gibi temel haklarının elinden alınmasını önlemek için mücadele veriyor.
»Bu direniş komitelerinde kimler yer alıyor?
Bu mahallede yaşayan işçiler, emekçiler, küçük esnaf, kadınlar ve gençler bizzat bu mahallelerin yerel güçlerini oluşturdu. Krizin tüm etkilerine karşı birlikte mücadele veriyorlar, birlikte karar alıyorlar. Örneğin elektrik şirketinde çalışan sendikalılar da bu komitede halkla birlikte yer alıyor. Elektrik şirketlerinde çalışan sendikalı işçiler ücret ödeyemeyen halkın elektriğinin kesilmesine karşı çıkıyor ve bu kesintileri engellemek için ellerinden geleni yapıyorlar
»Yunan halkı kapitalizme karşı inancını yitirmeye başladı mı?
Kriz sonrasında ilk defa Yunanistan’da kapitalist sistemin alternatifi konuşulmaya başlandı. Yunanistan’daki kriz halk tarafından kapitalist sistemle ilişkilendiriliyor. Şüphesiz kriz sonrasında anti-kapitalist hisler arttı. Biz bu yeni durumu geliştirmeliyiz.
»Milli mutabakat hükümetine katılmadınız ve şu an ana muhalefet partisi konumundasınız. Bu kararı neden aldınız?
Herhangi bir şekilde kapitalizmle ilişkisi olan onun koşullarında çalışmayı düşünen hiçbir siyasi güçle iktidarı paylaşmamız zaten söz konusu olamaz. Ne zaman ki halk iktidara gelir biz iktidara gelmiş oluruz. Halk şu an muhalefetteyken bizim hükümete katılmamız nasıl beklenebilir ki?
Biz halkımızla birlikte sosyalizmi kuracağız. Hem de bir öncekinden çok daha iyisini kuracağız. Çünkü o deneyimden çıkardığımız iyisiyle kötüsüyle pek çok şey var. Bu bize yol gösterecek
»Avrupa Birliği’ne nasıl bakıyorsunuz? Avrupa birliğinde sosyalizmin şansı ne kadar?
Bu Avrupa’daki diğer yoldaşlarımızın ne yapacağına bağlı Avrupa'nın geleceği geçmişteki yıllardan çok daha karanlık olacak. Çok daha zor günler bizleri bekliyor. Sosyalizm mücadelesi veren diğer yoldaşlarımızın bu mücadeleye hazırlıklı olması lazım. Hem parti düzeyinde hem hareketler düzeyinde Avrupa’da ve dünyanın çeşitli ülkelerindeki yoldaşlarımızla ilişki içerisindeyiz. Önümüzdeki dönem bu ilişkileri geliştirmek, derinleştirmek dönemi olarak algılanmalı.
Yazının aslı: http://www.birgun.net/report_index.php?news_code=1328100859&year=2012&month=02&day=01
BirGün
Çağın Anıl Erol 01/02/2012
Yunanistan küresel krizden en çok etkilenen ve buna bağlı olarak da büyük direnişlerin yaşandığı bir ülke. Yunanistan Komünist Partisi Genel Sekreteri Aleka Papariga ile kriz sürecinde Yunanistan’da yaşananlar ve krizin faturasının halka ödetilmemesi için YKP ile diğer sol güçlerin verdiği mücadeleyi konuştuk
»Emperyalist çevreler Yunanistan’daki krizin nedenini, halkının refah içinde yaşaması olarak gösterdi. Asıl neden nedir?
Biz burada büyük ve acımasız yalanlardan bahsediyoruz. İşçi sınıfının mücadeleden kaynaklı kazanımları vardı ve bu kazanımlar ekonomik olarak onlara yansıyordu. Ama krizi nedeni alınan ücretler değildir. Burada kapitalist bir krizden bahsediyoruz. Tam anlamı ile karakteristik bir kapitalist kriz. Bu kriz Amerika’daki veya Asya ülkelerinde meydana gelen krizlerle aynı nedenlere dayanıyor. Bu bir kapitalist kriz sebepleri tüm Dünyada ortak ve ilk olarak yoksulları vuruyor
»Emekçiler krizden nasıl etkilendi?
Çalışanların maaşlarında yüzde 40-50 oranında düşüşler yaşandı. Çok geniş anlamda işsizlik arttı. Kişi başı alınan vergilerde çok ciddi bir artış oldu. 7 ve 8 saatlik çalışma süreleri ortadan kalktı. Emeklilik yaşı dramatik bir şekilde arttı. İlaç fiyatları çok fazla arttı. Bir işçinin hayatını etkileyecek her sektörde inanılmaz fiyat artışları yaşandı.
KRİZE KARŞI DİRENİŞ KOMİTELERİ
»Krize karşı emek güçleri nasıl mücadele veriyor?
Sadece son 3 yılda Yunanistan’da 40-50 kadar büyük grev yapıldı. Bu sayı 3 yıl içerisinde Avrupa'da olan grev sayısının çok çok üzerinde bir rakam. Bu süreç içerisinde pek çok devlet binası işgal edildi. Ayrıca pek çok devlet servisi de işgal edildi. Şüphesiz ki bütün bu eylemlerde Yunanistan Komünist Partisi'nin çok büyük payı vardı.
Şimdiye kadar bir milyonun üzerinde insan elektrik faturalarını ve standart vergileri dahi ödeyemeyecek duruma geldi. Krizin faturasını ödemek istememekle beraber zaten ödeyemiyorlar. Bunun için direniş komiteleri oluşturduk. Bu direniş komiteleri mahallelere giderek halkın elektrik gibi temel haklarının elinden alınmasını önlemek için mücadele veriyor.
»Bu direniş komitelerinde kimler yer alıyor?
Bu mahallede yaşayan işçiler, emekçiler, küçük esnaf, kadınlar ve gençler bizzat bu mahallelerin yerel güçlerini oluşturdu. Krizin tüm etkilerine karşı birlikte mücadele veriyorlar, birlikte karar alıyorlar. Örneğin elektrik şirketinde çalışan sendikalılar da bu komitede halkla birlikte yer alıyor. Elektrik şirketlerinde çalışan sendikalı işçiler ücret ödeyemeyen halkın elektriğinin kesilmesine karşı çıkıyor ve bu kesintileri engellemek için ellerinden geleni yapıyorlar
»Yunan halkı kapitalizme karşı inancını yitirmeye başladı mı?
Kriz sonrasında ilk defa Yunanistan’da kapitalist sistemin alternatifi konuşulmaya başlandı. Yunanistan’daki kriz halk tarafından kapitalist sistemle ilişkilendiriliyor. Şüphesiz kriz sonrasında anti-kapitalist hisler arttı. Biz bu yeni durumu geliştirmeliyiz.
»Milli mutabakat hükümetine katılmadınız ve şu an ana muhalefet partisi konumundasınız. Bu kararı neden aldınız?
Herhangi bir şekilde kapitalizmle ilişkisi olan onun koşullarında çalışmayı düşünen hiçbir siyasi güçle iktidarı paylaşmamız zaten söz konusu olamaz. Ne zaman ki halk iktidara gelir biz iktidara gelmiş oluruz. Halk şu an muhalefetteyken bizim hükümete katılmamız nasıl beklenebilir ki?
Biz halkımızla birlikte sosyalizmi kuracağız. Hem de bir öncekinden çok daha iyisini kuracağız. Çünkü o deneyimden çıkardığımız iyisiyle kötüsüyle pek çok şey var. Bu bize yol gösterecek
»Avrupa Birliği’ne nasıl bakıyorsunuz? Avrupa birliğinde sosyalizmin şansı ne kadar?
Bu Avrupa’daki diğer yoldaşlarımızın ne yapacağına bağlı Avrupa'nın geleceği geçmişteki yıllardan çok daha karanlık olacak. Çok daha zor günler bizleri bekliyor. Sosyalizm mücadelesi veren diğer yoldaşlarımızın bu mücadeleye hazırlıklı olması lazım. Hem parti düzeyinde hem hareketler düzeyinde Avrupa’da ve dünyanın çeşitli ülkelerindeki yoldaşlarımızla ilişki içerisindeyiz. Önümüzdeki dönem bu ilişkileri geliştirmek, derinleştirmek dönemi olarak algılanmalı.
Yazının aslı: http://www.birgun.net/report_index.php?news_code=1328100859&year=2012&month=02&day=01

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder