6 Şubat 2012 Pazartesi

Sendikacı polisler: Biz hem sağcı, hem solcu, hem de cemaatçi polisleriz...

Hazal Özvarış  T24
Bu söyleşiyi verenlerin isim ve fotoğraflarını göremeyeceksiniz. Çünkü basına demeç vermeleri de, talep ettikleri sendika da tabi oldukları yasalara göre yasak. 
Onlar, sistemin gidişatından rahatsız polisler. Düzensiz mesai saatlerinden, üstü kapatılan polis intiharlarından ve amirlerin hukuka aykırı emirlerine karşı çıkamamaktan şikâyetçiler
Facebook’ta “Polise de Sendika Hakkı” adlı bir sayfa üzerinden, kendi tabirleriyle “sanal bir STK” olarak çalışıyorlar. turkiyepolissendikasi.com üzerinden bir imza kampanyası yürütüyorlar. Son olarak  “Cumhurbaşkanı’na sorun” projesi üzerinden 182 bin oy alarak “Polis ne zaman sendikalı olacak” sorusunu Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e yönelttiler. Yanıt, olumsuzdu. 
Emniyet’te nelerin ters gittiğini öğrenmek için internet aracılığıyla ulaştığımız polislere sorduk:
Polisler neden intihar ediyor? Polis, polise şiddet uyguluyor mu? Amirler hukuka aykırı ne emirler veriyor? Emre karşı çıkan polis memuruna ne oluyor? İktidar partisi üyeleri söz konusu olunca şiddetin dozu neden artıyor? Polis öğrencileri neden dövüyor? Polis, siyasete neden bu kadar bağımlı? Sendika isteyen polisler ne talep ediyor? 70’lerin Pol-Der / Pol-Bir geleneğini yeniden canlandırmak mı istiyorlar?
İşte sendika isteyen polislerin www.t24.com.tr’ye verdiği cevaplar: 
- Sendika talep eden kaç polis var?Polis sendikası için çalışan internet sitelerinin yöneticileri olarak 242 bin polis ve milyonlarca polis emeklisi ve şehit yakını için mücadele ediyoruz. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e sorulan “Polise de sendika hakkı” sorusuna 182 bin insan destek verdi. Biz diyoruz ki; tek bir polis memurunun bile kendisi ve ailesi için, polisin insan haklarına uygun çalıştırılmasını istemesi değerli değil mi? 

- Siz, “solcu polisler” misiniz?Türkiye’de, nasıl ışığın bütün renkleri varsa bizim içimizde de her kesimden insan var. Sonuçta, bizler uzaydan gelmedik. Tamam, çalıştığımız esnada devleti temsil ediyoruz ama bizler de köylü Mehmet Efendi’nin, memur Ayşe'nin çocuklarıyız. İlla ki bir sıfat konulması gerekiyorsa; bizler hem solcu, hem sağcı, hem cemaatçi polisleriz. Yani, her kesime yakın polisleriz. Siyasi kaygı içinde değil, mesleki dayanışma ve hak arama gayesindeyiz. Kendi aramızda dahi siyaset konuşmayız. Her türlü düşünceye saygılıyız. Diğer insanlardan da bizim düşüncelerimize saygı göstermelerini bekliyoruz.

‘Özel harekâtçılar gelip bizi alacak diye korktuk’ 
- Kanuna aykırı olmasına rağmen sendika istemekten veya basına demeç vermekten korkmuyor musunuz?İlk defa Facebook’ta profil oluşturduğumuzda, “Sendika istemek bir suçmuş” diye düşünmedik, desek yalan olur. Hatta gece yatarken, “Ne zaman özel harekâtçılar eve gelecek, bizi alıp, sorguya götürecekler” diye korktuk. İsmi bizde saklı bazı polis idarecileriyle, “Siz örgütçülük mü yapıyorsunuz” diye mesajlaştığımızı biliyoruz. 


Eğer bunlar, evrensel hukuka aykırı Emniyet Örgütü Disiplin Tüzüğü’ne göre disiplin suçu sayılmasaydı, sizinle bu söyleşiyi, fotoğraflı ve gerçek isimlerimizle yapıyor olacaktık. Yine de söyleşiyi yapıyoruz, çünkü “Ölmüş eşek kurttan korkmaz.” Biz namusluların da, namussuzlar kadar cesur olması gerektiğini düşünüyoruz.  

‘Gerekirse AİHM’e başvururuz’  
- Hukuki açıdan polis sendikası kurmak mümkün mü?
ILO (BM Uluslar arası Çalışma Örgütü) sözleşmelerinde “silahlı güce de ölçülü sendika” verilmeli diyor. IPA’ya göre de polisler örgütlenebilir, ama sadece dernek yurtdışında kurulmuşsa... Anayasa’da da “yasak” diye bir hüküm yok, kısıtlamaktan söz ediyor. Ancak, 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendika Kanunu, bu kısıtlamayı yasaklamaya çeviriyor. Emniyet Örgütü Disiplin Tüzüğü’nün 8. maddesine göre de dernek kurmak meslekten atılma sebebi. 


Anayasa’nın 90. hükmüne göre milletlerarası antlaşmalar, uyuşmazlıklarda kanun hükmünde. Bugün polis için sendika kurma hakkı kanunla yasaklanabiliyorsa, polislerin de AİHM'ye, iç hukuk yolunu tüketmeden başvurma hakkı vardır. Zira kanunla yasaklamalar, istisnai olarak AİHM'ye direkt başvuru hakkı tanımaktadırlar. 

- AİHM’ye başvurmayı düşünüyor musunuz?Şimdilik en önemli ümit kaynağımız yeni anayasa çalışmalarıdır. Ümit ediyoruz ki anayasa daha özgürlükçü olacaktır. Eğer olmazsa, “devletimize rağmen, devletimiz için” bu yolu kullanmak zorunda kalabiliriz. Yeterli bilinçlenme seviyesine geldiğimizde, AİHM de dâhil olmak üzere, hukuki mücadelemizi başlatacağız.


‘Grev hakkı istemiyoruz’ 

Talepleriniz nedir?Sendika aracılığıyla yaşama hakkı, standart çalışma saatleri, fazla mesailerin ücretlendirilmesi gibi en doğal haklarımızı istiyoruz. Ayrıca, kadın polislerimiz arasında anne olanlar var. Ancak, çocuklar için gerekli kreş ortamları mevcut değildir. Süt izni, doğum öncesi ve sonrası izinleri gibi yasal hakların kullanımını da kolaylaştırmak istiyoruz. 

- Grev hakkı talep etmiyor musunuz?Avrupa’da bulunan 26 ülkenin 34 polis sendikası var, aralarından 13 devlet polislerine grev hakkı tanıdı. Ülkemizin sosyo-kültürel yapısı gereği, grev hakkımızın uzun yıllar sonra gerçekleşmesi gerektiği düşünüyoruz. Şu an istediğimiz ölçülü sendikadır: Grev, iş yavaşlatma, lokavt yerine tazminat gibi taleplerin olduğu deneme aşamasında tek bir sendika. Konuşulması, empati yapılması gereken bir konudur.

- Grev veya diğer eylem hakları olmadan sendika, nasıl bir baskı unsuru olabilir?Biz sendikayı baskı aracı olarak değil, hakkı yenilenlerin hakkını koruması için istiyoruz. Bunun için illaki greve ihtiyaç yok. Bir memur sistemin karşısına çıktığında sistem tarafından eziliyorsa, tek başına ne yapabilir ki? Ama bir sendikadan alınan güçle sistem karşısında dimdik ayakta durabiliyor. 


‘Anayasa’da angarya yasak ama …’ 
- Polis, yılda ortalama kaç saat çalışıyor, fazla mesai için ücret alıyor mu?Kamu çalışanları ortalama yılda 1700 saat çalışırken,  polisler arasında yılda 3 bin 400 saat çalışan var. Bütün polislerin haftalık mesai süresi aynı değil. Eşitsizlik burada başlıyor. Aynı birimde, aynı maaşı alan iki polisten biri (büroda görevliler) haftada 40-48 saat çalışırken, ekipte çalışan (sokak polisleri) haftada 60-80 saate arası çalışıyor. Bu durum istisnai bir durum değil. Ayrıca, ek mesai ücreti de almıyoruz. Anayasa’ya göre angarya yasak ancak emniyet teşkilatında ek mesainin normal mesai gibi değerlendirilmesi, bu çalışmaları “angarya” yapıyor.

- Emeklilikte benzer sorunlar yaşıyor musunuz?Bizim komik olarak adlandırdığımız sistemin biriside emeklilik sistemidir. Bir polis emekli sürecinde önce birinci dereceden emekli olurken, emekli olduktan sonra devlet, “Biz seni kandırdık, sen üçüncü dereceden emekli olacaksın” diyor. Kadrolardaki, en azından üniversite mezunu olanların 1-1-4’e düşürülmesi, yani kadro oluşturulması gerekiyor. Devamında, ek göstergelerimizin aynı görevi yapan jandarma astsubayların ek göstergeleriyle eşitlenmesi gerekmektedir. 3 bin 600 ek gösterge istiyoruz.

‘İHD’nin raporlarında polise şiddet ve polisin polise şiddeti eksik’
- Daha önce zikredilen, "Askerlikten muaf olma, maaşların iyileşmesi" gibi somut istekler nedeniyle polislerin "sürekli talep ettiğine" dair bir algı var. Ancak bu talepler arasında hiçbir zaman, polisin toplumdaki negatif imajına dair etik kaygılar görmüyoruz. Neden?Bir öğretmen ya da herhangi bir memurun, hak arama mücadelesinde "toplumdaki imajı" konusunda bir çalıştığına dair bir örnek var mı? Polislik, bizim mesleğimiz. Biz, bireysel kimliğimizi temsil ediyoruz. Kurumsal sorunlar ile ilgilenmemiz ne kadar doğru olur? Toplumdaki ve uluslararası arenada imajımız, yerine getirdiğimiz görevlerle son zamanlarda büyük ivme kazandı. Polis, uyuşturucu ile mücadele dünyada ikinci sırada. 10'dan fazla örgüt çökertti. Toplumsal sorunlarımızın hepsine polis ile çözüm aranıyor. Biz eksik kalan yanı, “polis de insan” kısmı ile ilgileniyoruz. İlk olarak kapımızın önünü süpürmekle işe başlıyoruz.

- İHD’nin raporlarına göre sadece geçtiğimiz sene 818 kişi işkence ve kötü muameleye maruz kaldı. Bir yandan Festus Okey gibi gözaltında ölenler olurken, diğer yandan İzmir’de bir kadın, konsomatris olduğu gerekçe gösterilerek polisten dayak yedi. Koşullarınızın “normal” olmadığını söylediniz ancak ne diğer memuriyetlerde, ne de koşulların ağır olduğu başka mesleklerde buna benzer şiddet vakaları yaşanmıyor. Ayrıca, sendika, bireysel değil toplumsal bir girişim. Sendika isteyenler olarak, polisin “aşırı”ya kaçtığına dair özeleştiri vermek çok mu zor?Fatih Altaylı devamlı soruyor; ne zaman adam oluruz? Cevabı; “Senden, benden diye ayırım yapmadan haksızlıklara karşı gelebildiğimiz zaman.” “Kol kırılsın, yen içinde kalsın” zihniyetinde değiliz. Bu zihniyette olanlarla hukuki zeminde mücadelemiz var. “Polise de insan hakları” derken, polislerin yaptığı ihlalleri tasvip etmemiz mümkün mü? 

Biz, İzmir’deki olayı Facebook’taki sayfamızda kınadık. Ama bunun bir yaptırımı yok, sendikal bir mücadele gerekiyor. İHD’nin raporlarındaki hususların tamamı bizim kanayan yaramızdır. Ama eksik kısımları var. Bu raporlarda, polise yapılan şiddet veya polisin polise şiddeti belirtilmemektedir. 
Yazının aslı;   http://t24.com.tr/hem-sagci-hem-solcu-hem-de-cemaatci-polisleriz/haber/195985.aspx

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder