Uğur Dündar 19/11/2011 KIZILYILDIZ
İnsanlar o hale getirildi ki sevdiklerini düşündükleri o yüzden de her gece TV ekranlarında izledikleri haberciler işlerinden atılıyor ve o gazeteciler sırf muhalif oldukları için hayatlarının risk içinde olduğunu söylüyor ve duyanlar yok sayısında kalıyor.
Güce tapan güçlüye hayran olan bir toplum haline dönüştürüldük. Yoz, kişiliksiz, ruhsuz insanlar sürüsü yapıldı toplum. Bir parça insani yönü olan herkes lanetli ilan edilip ortada bırakılır oldu.
Mücadele eden ve mücadelelerinde öldürülmek, işkence dahil her şeyi göze alan sosyalistler, komünistler ve Kürt hareketi de olmasa kişilik çöplüğü haline gelen bir insan yapısı oluşturuldu.
Datça Belediyesi’nin ev sahipliğinde gerçekleştirilen “Medya nereye gidiyor” konulu toplantıda konuşan Uğur Dündar, Star TV’den ayrılışını, iktidarın medyaya yönelik tasfiye politikasının son halkası olarak niteledi.
“Ensenize sıkılan kurşun devri çok gerilerde kaldı. Şimdi evinizden alıp zindana götürüyorlar” diyen Dündar, Star TV’den ayrılmalarını “Medyaya dönük bir tasfiye operasyonunun halkasını da biz oluşturduk” sözleriyle değerlendirdi.
Bir Allah'ın kulu yanımıza gelmedi
Dündar, “Öylesine bir tedirginlik oluştu ki; ben ve Yılmaz Özdil, eşyalarımızı topluyoruz odalarımızda, bir Allah’ın kulu, bir yetkili, bir profesyonel gelip de ‘yahu çocuklar nereye gidiyorsunuz’ demedi” diye konuştu.
Sadece ecevit zamanında baskı görmedim
Türkiye’de özgürlüğün bir özlem haline geldiğine dikkat çeken Dündar, şöyle konuştu: “Özlem olduğu gibi bir korku unsuru haline de geldi. İnsanlar bakkala, manava, kasaba telefonla siparişte bulunurken bile ‘acaba dinleniyor muyum’ korkusunu yaşıyorlar. Böyle bir ülkede her yerde özgür hissedilmek, insanın kendini özgür hissetmesi ve özgürce konuşması ne yazık ki mümkün olamıyor. Aklınıza gelen bütün iktidarlar döneminde baskılara ve hışımlara uğradım. Bir tek Bülent Ecevit ve İsmail Cem’in TRT Genel Müdürlüğü döneminde baskı görmedim.”
İnsanlar o hale getirildi ki sevdiklerini düşündükleri o yüzden de her gece TV ekranlarında izledikleri haberciler işlerinden atılıyor ve o gazeteciler sırf muhalif oldukları için hayatlarının risk içinde olduğunu söylüyor ve duyanlar yok sayısında kalıyor.
Güce tapan güçlüye hayran olan bir toplum haline dönüştürüldük. Yoz, kişiliksiz, ruhsuz insanlar sürüsü yapıldı toplum. Bir parça insani yönü olan herkes lanetli ilan edilip ortada bırakılır oldu.
Mücadele eden ve mücadelelerinde öldürülmek, işkence dahil her şeyi göze alan sosyalistler, komünistler ve Kürt hareketi de olmasa kişilik çöplüğü haline gelen bir insan yapısı oluşturuldu.
Datça Belediyesi’nin ev sahipliğinde gerçekleştirilen “Medya nereye gidiyor” konulu toplantıda konuşan Uğur Dündar, Star TV’den ayrılışını, iktidarın medyaya yönelik tasfiye politikasının son halkası olarak niteledi.
“Ensenize sıkılan kurşun devri çok gerilerde kaldı. Şimdi evinizden alıp zindana götürüyorlar” diyen Dündar, Star TV’den ayrılmalarını “Medyaya dönük bir tasfiye operasyonunun halkasını da biz oluşturduk” sözleriyle değerlendirdi.
Bir Allah'ın kulu yanımıza gelmedi
Dündar, “Öylesine bir tedirginlik oluştu ki; ben ve Yılmaz Özdil, eşyalarımızı topluyoruz odalarımızda, bir Allah’ın kulu, bir yetkili, bir profesyonel gelip de ‘yahu çocuklar nereye gidiyorsunuz’ demedi” diye konuştu.
Sadece ecevit zamanında baskı görmedim
Türkiye’de özgürlüğün bir özlem haline geldiğine dikkat çeken Dündar, şöyle konuştu: “Özlem olduğu gibi bir korku unsuru haline de geldi. İnsanlar bakkala, manava, kasaba telefonla siparişte bulunurken bile ‘acaba dinleniyor muyum’ korkusunu yaşıyorlar. Böyle bir ülkede her yerde özgür hissedilmek, insanın kendini özgür hissetmesi ve özgürce konuşması ne yazık ki mümkün olamıyor. Aklınıza gelen bütün iktidarlar döneminde baskılara ve hışımlara uğradım. Bir tek Bülent Ecevit ve İsmail Cem’in TRT Genel Müdürlüğü döneminde baskı görmedim.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder