19 Mayıs 2011 Perşembe

Yer sarsılablir,her şey olabilir

Veysi SARISÖZEN    05.05.2011  Özgür Gündem
BDP Amed il binası yasta. Siyah bayrak rüzgarda hüzünle salınıyor. HAK-PAR, KADEP ve BDP'nin ortak basın toplantısı yaptığı salona doğru gidiyoruz. Yolların her iki tarafında kepenkler kapalı. "Sermayenin kurtarılmış bölgesi" Ofis semtinden geçerken şaşırıyoruz: Ticaret durmuş. Bankalar bile kepenklerini indirmiş. Kentin üstündeki hava öylesine gergin. Patladı patlayacak.

Kent dört evladını son yolculuklarına uğurlamaya hazır. Newroz günleri gibi yüzbinler sokakta, emzikte bebeği olan anneler, yürüyemeyen yaşlılar balkonlarda.

Üç partinin ortak toplantısı aslında Amed'in ve tüm Kürt coğrafyasının içinden geçmekte olduğu ortak duyguları, düşünceleri, öfkeleri ve kararlılıkları simgeliyor, Bölge'de bütün Kürtler AKP hükümetine karşı birleşiyor.

AKP tarafından yönetilen devletin "kendi Kürdünü yaratma" stratejisi bugün son darbeyi yedi. Kürt ulusal demokratik birliği gerçekleşti. Tabutlardaki dört genç insanla görülmemiş kalabalıktaki kitle, yani "bütün" Kürtler birleşti.

Amed ve tüm Kürt toprakları devlet iktidarına meydan okuyor.

Artık Bölge'de devletin güçleri, kurumları, Türk sermayesinin bankaları, işletmeleri, siyasi, Kürtlerin üstündeki iktisadi, ideolojik ve psikolojik egemenliğini fiilen kaybetti. AKP'nin tabanı hızla daralıyor. Hepsi artık Bölge'ye "yabancı". Durum hiç abartmasız böyledir.

Seçimler yapılacak yapılmasına ama, Bölge'nin asıl kaderi bugünlerde çiziliyor.

Bir kere daha vurgulamak istiyorum: Kürt coğrafyasında artık "korkudan" eser yok. Halk devletten, polisten, askerden, ölümden, tutuklanmaktan korkmuyor. Bu kesindir.

Korkmayan bir halka karşı neden baskı yapıyorsunuz? Korkmayan insanları neden panzerlerle, polis, asker yığınaklarıyla, gaz bombalarıyla, kurşunlarla korkutmaya boşuna çalışıyorsunuz? Korkmuyor. Korkutmacalar hiçbir işe yaramıyor.

Korku yenilgiye uğradı. Devlet en büyük silahını böylece kaybetti. Korkutamadığını ya "yok edeceksin", ya da onunla barış masasına oturacaksın. Başka çare kalmadı.

O zaman kesin şu ateşi. Durdurun polislerle, askerlerle yaptığınız baskınları, saldırıları.

Böyle giderse, benden söylemesi, birkaç cenazeden sonra, Bölge'de seçim meçim yapamaz hale gelebilirsiniz.

Ve bugünkü uluslararası bölgesel konjonktürde neye uğradığınızı da şaşırırsınız. Çılgın projeleriniz, duble yollarınız, ekonomik "mucizeleriniz", deprem fayının üstüne kurulmuş gökdelenler gibidir. Siz "çılgınlığı", "çözümsüzlük" zeminine bu gökdelenleri dikerek yapıyorsunuz. Bu zemin çürüktür.

Yer her an sarsılabilir. Aklınızı başınıza toplayınız!..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder