23 Mayıs 2011 Pazartesi

SOSYALİST SOLDA YENİ ARAYIŞLAR

Yeni bir sola doğru
Gündüz vassaf  15/05/2011   Radikal
İnsanı merkez almayan bir dünya kurulurken belki sol kendisine sol da demeyecek. Sınıfsal dışlama yerine, hepimizi interaktif bir harekette toplayacak.
Türkiye’de 1 Mayıs’ın nihayet normal bir şekilde kutlanabilmesi, devletin kimi sivil toplum etkinlikleri üzerine alışılagelen şiddetinin kalkmakta olduğunun belirtisi. Dünyada artı değerin, sömürünün süregeldiğinin, Marx’ın bu kuramlarının geçerliliğini koruduğunun ifadesi.
Ancak kabuk değiştiren dünyada sol kabuk değiştirmezse 1 Mayıs’lar kutlama olarak kalacak. Düşünce özgürlüğünün ifadesi olmaktan öteye gidemeyecek. İktidarların da istediği bu. İstikrar sözleriyle kamufle edilmiş, iflasın eşiğinde dünya düzeninin süregelmesi.
Dünya kabuk değiştiriyor.
Irak Savaşı’nda olduğu gibi egemenler kendi kurallarını çiğneyerek suçlu konumuna düşüyor. Uluslararası hukuku ihlal ediyor. Ekonomik kriz adıyla kamufle edilen, kapitalizmin demokrasiyi denetleyememesinin krizi. Hani serbest rekabette batan batar, kazanan kazanırdı? Bankacılık sistemi borçlarını vergilerimizle kapatıyor. Krizin bir nedeni, baş tacı ettikleri Chicago Okulu’nun Friedman ekonomisi.
 
Güney Amerika’da seçimle işbaşına gelmiş sosyalist Allende iktidarının askeri darbeyle devrilmesinden sonra uygulanmaya başlanan bu sistem, dünyaya model oldu. ABD’de Reagan, İngiltere’de Thatcher, Türkiye’de de 12 Eylül darbesiyle Özal tarafından yürütülen ekonomik politikalar, sendikal hakları kısıtlayan, kâr getiren kuruluşları özel teşebbüse devreden, sosyal devleti yıkan iktidarlar dönemini getirdi.
Kapitalizmin küreselleşmesi ve uluslararası işçi sınıfı hareketinin bitmesiyle sol partiler yerelleşti. İktidara geldiklerinde sağ politikaları uygulamaya başladı. İşte İngiltere’de Blair’in New Labour’ı. Özellikle Türkiye gibi ülkelerde geleneksel anti-demokratik yapılarını inatla koruyan sol partiler kitleleri temsil edemiyor. Özellikle oyunlarına ilgisiz gençler nezdinde, düzeni kendilerinin gayri meşru kıldıklarının farkında değiller.
Solu bekleyen, artık varlığı bile tartışılan işçi sınıfının devrimi değil. Sıradan reformlarla düzenin yamalanması hiç değil.
Nükleer enerjiden çocuk haklarına, küresel ısınmadan kadın ticaretine, işlevini yitirmiş eğitim sisteminden koruyucu hekimliğe kadar onlarca konu, solun programında yok. Günbegün gücü artan uluslararası mafyaya sesleri çıkmıyor. Tek dertleri iktidar.
Sol da değişime gebe.
Yeni sol anlayışı geleneksel askeri marşlarla değil insana duyarlı şarkılarla kendini ifade ediyor.
Yeni sol, parti hiyerarşisinde tırmanarak iktidar hırsıyla bileylenmek yerine, yatay, katılımcı, şeffaf hareketlerle, özellikle internet üzerinden uluslararası bilgilendirme, dayanışma ve eylem ağı kuruyor.
Yeni sol, kalıplaşmış kuramlardan uzaklaşarak (En son Küba Komünist Partisi Kongresi’nde R. Castro tarafından bile ifade edildiği gibi) parti ideolojilerinin tabulaştırılmasını terk ederek, Che’ler gibi şiddet tutkunu kahramanlar dönemini kapatarak, evrensel ilkelere bağlı yeni bir İpekyolu üzerinden yürüyor.
İnsanı merkez almayan yeni bir dünya kurulurken belki sol kendisine artık sol da demeyecek. Katı bir sınıfsal dışlama yerine, hepimizi interaktif bir harekette toplayacak. Sovyetler’de, Çin’de gördüğümüz, diktatörlük ve devlet terörü üzerine kurulu mirasından kurtulacak. Şimdiye kadar bağdaşmakta güçlük çektiği iktidar kavramına yeni anlayış getirecek.
Mesele, toplumsal duyarlılığın seferber edilmesiyle, seçim seçenekleri kalıplarından, seçim yapılmayan ara yılların uyuşukluğundan özgürleşebilmek. Çeşitli eylemlerle her gün dünyayı azıcık değiştirebilmek. Günlük yaşantımızın demokratikleştirilmesinden hareketle dünya vatandaşlığının yolunu açabilmek.
http://www.radikal.com.tr/Default.aspx?aType=RadikalYazar&ArticleID=1049351&Yazar=G%C3%9CND%C3%9CZ VASSAF&Date=15.05.2011&CategoryID=99

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder